İnsanın neslini devam ettirebilmesi, anne ve babadan gelen üreme hücrelerinin anne karnında başarılı şekilde birleşmesi sonucu gelişen sağlıklı bir gebeliğe bağlıdır. Sağlıklı bir bireyin oluşması ise üreme hücrelerinin sağlıklı olmasıyla ilişkilidir. Erkek üreme hücresine sperm adı verilir ve üreme sistemindeki karmaşık fizyolojik olaylar zinciri sonrasında üretilir. Sperm hücresinin oluşma sürecine spermatogenez adı verilir. Bu süreçte meydana gelen aksaklıklar üreme fonksiyonlarında bozulmalarla sonuçlanabilir.
Spermatogenez Nedir?
Spermatogenez, sperm hücrelerinin oluşma sürecini tanımlar. Sperm hücresi içerisinde genetik kodların saklandığı kromozomlar, genetik bilginin yarısına sahip bir hücre gövdesi ve hücrenin hareket edebilmesini sağlayan kamçıdan oluşan özel yapılı bir hücredir. İnsanlarda üremenin sağlanması hareketli sperm hücresinin yumurtayla başarılı şekilde birleşmesiyle sağlanır. Bu nedenle sperm hücresinin hem yapı hem de fonksiyon bakımından sağlıklı olması önemlidir.
Spermatogenez sürecinde sperm hücresinin uygun genetik materyale sahip olması, sağlıklı bir hücre gövdesinin oluşması, üreme için gereken fonksiyon özellikleri kazanması ve sağlıklı bir kamçıya sahip olarak hareket kabiliyeti kazanması beklenir. Tüm bu süreçler bir dizi fizyolojik mekanizmanın gerçekleşmesiyle sağlanır.
Spermatogenez Nasıl Gerçekleşir?
Spermatogenezin anlaşılabilmesi için öncelikle eril üreme sisteminin bölümleri anlaşılmalıdır. Eril üreme sistemi; testis, ductus deferens adı verilen kanal sistemi, seminal vezikül ve prostat bezi gibi salgı bezleri ile penis dokularından meydana gelir. Tüm bu dokular sağlıklı üreme hücrelerinin üretilmesi, olgunlaştırılması, depolanması, üreme sürecinde hücrelerin fonksiyon gösterebileceği sıvı ortamın sağlanması ve hücrelerin dişil üreme sistemine aktarılması süreçlerinde rol oynar.
Spermatogenez süreci testislerde başlar. Ergenliğin başlamasıyla birlikte başlayan sperm üretimi yaşam boyu devam eder. Bu süreçte bir kişi her gün milyonlarca sperm hücresi üretebilir. Üretilen hücreler üreme sisteminin diğer bölgelerinde olgunlaştırılır ve depolanır. Sağlıklı bir bireyde bir sperm hücresinin üretilerek döllenmeyi sağlayabilecek hale gelmesi ortalama iki buçuk ay sürer.
Testis içerisinde yer alan seminifer tübül adı verilen kanallarda sperm öncülü hücreleri üretilir. Bu süreç erkek eşey hormonları olan testosteron ve androjenlerin kontrolü altında gerçekleşir. Oluşan öncül hücreler testis kanalları üzerinden epididimis adı verilen testis bağlantı bölgesinde olgunlaşmaya bırakılır ve hücreler kamçı benzeri uzantılar oluşturarak sperm şeklini alır.
Spermler epididimiste yaklaşık 5 hafta kalarak yapısal olgunluğa ulaştır ve hareket kabiliyeti kazanmaya başlar. Sonra olgunlaşan spermler, ductus deferens adlı kanal bölgesine yerleşir ve burada depolanır. Ductus deferens’te depolanan spermler, yeterli cinsel uyarı sonrası boşalma (ejakülasyon) süreci başlaması durumunda salgı bezleri üzerinden vücuttan atılır. Salgı bezleri, semen (meni) adı verilen beyaz bir sıvıyı meydana getirir. Semen spermler için hem hareket alanı sağlar hem de besleyici içeriği sayesinde spermlerin uzun süre hayatta kalmalarına yardımcı olur. Semen sıvısında yaklaşık 500 milyon sperm hücresi bulunur.
Spermatogenez Neden Önemlidir?
Cinsel fonksiyon bozuklukları adı verilen sağlık problemlerinin başında infertilite, diğer bir adıyla kısırlık problemi gelir. İnfertilite kadın veya erkek üreme sisteminden kaynaklanabilmektedir. Erkek kaynaklı infertilite sorunlarına semen içeriği ve sperm yapısı sağlıksız olması neden olabilir. Bu sorunlar sıklıkla başarısız bir spermatogenez sürecinin sonucunda ortaya çıkar.
İnfertilitede semen sıvısında hiç sperm olmaması veya çok az miktarda sperm olması, sperm hücrelerinin kamçı anatomisinde veya hareketliliğinde sorunlar olması, sperm gövdesinin döllemeye elverişli olmaması, sperm canlılığının olmaması gibi sorunlar söz konusudur. Bu bakımdan spermatogenez sürecinde doğru anatomi veya fonksiyonel özelliklere sahip spermlerin gelişememesi durumunda hastalarda kısırlık problemi gelişebilir.
Sperm olgunlaşma sürecinde görev alan üreme sistemi dokularının anatomik veya fizyolojik problemlerinde de spermatogenez olumsuz etkilenir. Erkek hormon sistemini etkileyen sağlık sorunları, anatomik testis hastalıkları, testisin çevresel etkenlere maruz kalması, testis kanalları veya üreme sistemi kanallarında bozukluklar ve anatomik sorunlar nedeniyle spermatogenez süreci olumsuz etkilenebilir.
Spermatogenez Bozuklukları Nelerdir?
Spermlerin üreme yönünden başarılı ve sağlıklı olup olmadığını anlamak için aşağıdaki üç temel kriter değerlendirilir:
- Miktar: Semenin bir mililitresinde 15 milyondan az sperm varsa infertilite gelişme riski artar. Bu duruma oligospermi adı verilir. Kadın üreme sistemine az spermin ulaşması yumurtanın döllenme ihtimalini oldukça azalttığından kısırlık oluşabilir.
- Hareket: Spermin hareket ederek yumurtaya ulaşması ve yumurtayı döllerken de yine hareket kabiliyetinden faydalanması gerekir. Çeşitli nedenlerle kamçı hareketini yapamayan veya hatalı yapan spermlerin semendeki miktarının yüksek olması halinde infertilite gelişebilir. Sağlıklı bir bireyde semendeki spermlerin en az %32’ının sağlıklı hareket edebilmesi beklenir.
- Yapı veya morfoloji: Spermin anatomik yönden sorunlu olması halinde döllenme gerçekleşemez.