Anne-çocuk kan grubu uyuşmazlığı, ABO kan grubu uyuşmazlığını ve Rh uyuşmazlığını içerir. Maternal kan grubu uyumsuzluğu olarak da bilinen bu durum hemolitik anemiye ve bunun sonucunca yenidoğanlarda sarılığa neden olabilir. Gebelik sırasında yapılacak kan grubu testi ile bir tür protein olan Rh faktörü kontrol edilebilir. Bebeğin sağlıklı gelişmesi için önemli olan Rh faktörünün gebeliğin erken döneminde bilinmesi önemlidir.
Kan Uyuşmazlığı Nedir?
Kan grubu, kan hücreleri üzerindeki proteinleri veya proteinlerin yokluğunu tanımlamak için kullanılır. Kan, ABO ve Rh faktörü ile belirtilir. Annenin alyuvarları, gebelik devam ederken fetüse ya da plasentaya geçebilir. Bu durumda annenin kan hücreleri, bebeğin kan hücrelerine saldıran antikorlar geliştirebilir. Bunun riski, doğuma yakın dönemde ya da doğum sırasında artar.
ABO Kan Grubu Uyuşmazlığı
ABO uyuşmazlığı, fetal kan grubu annenin kan grubundan farklı olduğunda ortaya çıkar. Kan grupları farklı olduğunda anne, fetüsün uyumsuz kan grubuna karşı antikorlar oluşturur. Bu antikorlar plasentaya girer ve fetüsün kan hücrelerini yok etmeye başlar. Antikorlar, transfüzyon (kan nakli) veya hamilelik yoluyla bağışıklamanın sonucu olmanın aksine doğal olarak oluşur. Bu nedenle ABO uyumsuz kan transfüze edilirse, genellikle ölümcül olan şiddetli ve ani reaksiyonlar meydana gelebilir.
İlk keşfedilen kan grupları olan ABO kan grupları, günümüzde hâlâ transfüzyon pratiğinde en önemli gruptur. 1900'de Avusturyalı bilim adamı Karl Landsteiner, bazı meslektaşlarının alyuvarlarının, bazılarının plazmalarıyla karıştığında bir araya toplandığını keşfetmiştir. Bu durum, tüm yetişkin bireylerin plazmasında doğal ve düzenli olarak bulunan ABO antikorlarına karşılık gelen antijen kırmızı hücrelerde olmadığında oluşur.
Bu sistem, temelde A ve B antijenlerinden meydana gelir. Bazı kişilerin kırmızı hücrelerinde bu iki antijen de bulunmaz ya da her ikisi de bulunabilir. ABO sisteminde A, B, AB ve 0 kan tipleri vardır. A antijenleri olarak da bilinen proteinler A tipinin alyuvarlarında bulunurken, B antijenleri ise B tipinin alyuvarlarında mevcuttur. AB tipi kanda A ve B antijenleri birlikte bulunur. Buna karşın 0 kan grubunda A ya da B antijeni yoktur.
Evrensel alıcı olan AB grubuna sahip kişiler, her grup kanı alabilse de yalnızca AB kan grubuna sahip diğer kişilere kan bağışında bulunabilir. Tam tersi olarak antijen içermeyen 0 grubu kana sahip olan kişiler, bağışıklık sistemini tetiklemeden herkese kanını verebilir ancak sadece 0 tipi kan alabilir.
Rh Kan Grubu Uyuşmazlığı
Kan grubu uyumsuzluğunun en yaygın türü Rh uyumsuzluğudur. Rh hastalığı olarak da bilinen Rh uyuşmazlığı, Rh (-) kan grubuna sahip bir annenin Rh (+) kan hücrelerine maruz kalması sonucu Rh antikorlarının gelişmesi durumunda ortaya çıkan bir durumdur. Başka bir deyişle, bir annenin kan grubu Rh (-) olmasına rağmen Rh (+) bir bebeği olması durumunda gelişir. Rh faktörü, alyuvarlarda bulunan bir tür proteini ifade eder. Rh faktörü proteini varsa kişi Rh pozitif, Rh faktörü proteini yoksa kişi Rh negatiftir.
Rh sistemi, 1940'ların başında bulunmuştur. Rhesus terimi artık kullanılmasa da rhesus maymunlarına kan transfüzyonu yapılan deneyler sırasında keşfedildiği için bu adı almıştır. Rh antijenlerine karşı antikorlara, genellikle kırmızı hücreler tarafından gerçekleştirilen bağışıklama neden olur. Bununla birlikte antikorlar doğal olarak da oluşabilir.
Rh sistemi, temelde D, C, c, E ve e olmak üzere beş ana antijen açısından tanımlansa da toplamda 54 antijen içermektedir. Bunlar arasında, tanımlanan ilk antijen olan D antijeni, günümüzde hâlâ en önemli antijen olarak kabul edilmektedir.
Kan Uyuşmazlığı Neden Olur?
Kan uyuşmazlığı, annenin kan grubunun Rh (-) ya da 0 olmasına rağmen bebeğin kan grubunun Rh (+) ya da A veya B olması durumunda meydana gelir. Düşük ya da doğum sırasında bu farklı kan grupları karıştığı için vücut savunma mekanizması gelişerek hücreleri öldürebilir. Bu durum, çoğunlukla ilk gebelikte bebeği etkilemez ancak ikinci gebelikte sarılık, zekâ geriliği, anemi, serebral palsi gibi beyin hastalıklarına ya da ölüme neden olabilir.
Kan Uyuşmazlığı Komplikasyonları Nelerdir?
Annenin antikorları bebeğin kırmızı kan hücrelerini yok ettiği için bebek anemik hâle gelebilir. Anemi, aşağıdakiler de dahil olmak üzere başka komplikasyonlara neden olabilir:
- Sarılık
- Karaciğer ve dalak büyümesi
- Hidrops fetalis: Bu durum, anemi nedeniyle organların zarar görmesi ile karakterizedir. Doku ve organlarda sıvı birikirken bebeğin kalbi düzgün çalışmamaya başlar. Hidrops fetalis’li bir fetüsün ölü doğma riski yüksektir.
Doğumdan sonra kırmızı kan hücresi yıkımı devam ederek yenidoğanda hemolitik hastalığı (HDN) adı verilen bir duruma yol açabilir. Bu durumda, olası komplikasyonlar şu şekildedir:
- Şiddetli sarılık: Bebeğin karaciğeri kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasından kaynaklanan büyük miktardaki bilirubin’i kaldıramadığında, karaciğer genişler ve anemi devam eder.
- Kernikterus: Aşırı bilirubin ciddi şekli beyinde birikerek nöbetlere, beyin hasarına, sağırlığa ve ölüme neden olabilir.
Kan Uyuşmazlığı Nasıl Teşhis Edilir?
Rh kan uyuşmazlığının tespit edilmesi için aşağıdaki testler yapılabilir:
- Kan Testi:HIV, hepatit B, AIDS, kızamıkçık, demir eksikliği anemisi gibi hastalıkların olup olmadığının belirlenmesi için hamileliğin erken dönemlerinde kan testi yapılabilir. Kan testi, ayrıca doğumdan önce bebeğin kan grubunun öğrenilmesini de sağlar. Güvenilir sonuçlar için genellikle 11 ila 12 haftalık hamilelikten sonra test yapılır. Bu, bebeğin antikorlar nedeniyle risk altına girmesinden öncedir.
- Coombs testi: Coombs testi, doğum sonrasında yenidoğanlara yapılabilir. Anne Rh negatifse, bebeğin göbek kordonundan kan alınır. Bu, kan gruplarını kontrol etmek ve anti-D antikorlarının kana geçip geçmediğini görmek için yapılan bir testtir. Anti-D antikorları olduğu biliniyorsa, bebeğin kanı demir eksikliği anemisi ve yenidoğan sarılığı için de test edilir.
Kan Uyuşmazlığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Kan grubu uyumsuzluğu, gebeliğin erken döneminde yapılacak kan testi ile önlenebilir. Rh uyuşmazlığı bulunursa; kadın düşük yaparsa veya hamilelik sırasında herhangi bir kanama geçirirse, bir doz Rh immünoglobulin alabilir. İlk enjeksiyon, hamileliğin yaklaşık 28. haftasında, ikinci enjeksiyon ise doğumdan sonraki 72 saat içinde uygulanır. Rh immünoglobulin bir aşı gibi davranır. Annenin vücudunun yenidoğanda ciddi sağlık sorunlarına neden olabilecek veya gelecekteki bir hamileliği etkileyebilecek herhangi bir Rh antikoru üretmesini engeller.
Uyumsuzluk tespit edilirse, yenidoğanda beyin hasarına yol açan şiddetli sarılık gelişebilir. Ciddi sonuçları olabilse de yenidoğanlarda sarılık yaygın ve tedavi edilebilir bir durumdur. Ciltte veya gözlerde sarımsı renk değişikliğinin ilk belirtisinde tıbbi yardım gereklidir.
Nadir durumlarda, uyumsuzluk şiddetliyse ve bebek tehlikedeyse, bebeğe doğumdan önce (intrauterin fetal transfüzyon) veya doğumdan sonra kan değişimi adı verilen özel kan nakli yapılabilir. Bu prosedür, tükenen kırmızı kan hücrelerini yenilemek için annenin rahmine ve doğrudan göbek kordonu damarına ya da bebeğin karın boşluğuna bir iğne yerleştirmeyi içerir.
Değişim transfüzyonları, bebeğin kanını Rh (-) kan hücreleri ile değiştirir. Bu, kırmızı kan hücrelerinin seviyesini dengeler ve bebeğin kan dolaşımında halihazırda bulunan Rh antikorlarının neden olduğu hasarı en aza indirir. Rahim içi transfüzyonların tekrarlanması gerekebilir. Bebeğin, doğumdan hemen sonra başka bir transfüzyona ihtiyacı olabilir.
Bazı durumlarda bebekte komplikasyonlar gelişebilir ve bu durum akciğerleri etkileyebilir. Erken doğum, hastalığın kötüleşmesini önlemek için doğumun başlatılması ve yapılması prosedürüdür.