Jinekomasti Nedir ve Tedavisi Nasıldır?

Jinekomasti Nedir ve Tedavisi Nasıldır?



Vücut, bütün biyolojik sistemlerin fonksiyonları sayesinde belirli bir denge içinde sağlığını korur. Biyolojik sistemlerin arasında dengenin bozulmasına yol açan çeşitli faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan aksaklıklar, sağlık sorunlarının oluşmasına neden olur. Vücudun tüm dokularının çalışmasını denetleyen ve düzenleyen sistem ise hormonların düzenlenmesinden sorumlu olan endokrin sistemdir. Endokrin sisteminde meydana gelen aksaklıklar nedeniyle ortaya çıkan sağlık sorunlarından biri jinekomastidir.


Jinekomasti Nedir?

Jinekomasti; erkeklerde meme dokusunun çeşitli nedenler sebebiyle anormal gelişmesini ifade eder. Klinik olarak jinekomasti, meme dokusunun hacimce büyüdüğü tüm durumları tanımlamak için kullanılır. Meme dokusunun süt üretmesi için özelleşen kısmının erkek fizyolojisinde gelişmesi halinde, rahatsızlık olarak kategorize edilen jinekomasti söz konusu olur. Bunun dışında, obezite vakalarında vücudun genelinde yağ dokusunun artmasına bağlı meme dokusunun büyümesi ise yalancı veya psödo-jinekomasti olarak adlandırılır.

Jinekomasti her yaşta gelişebilir; ancak bebeklik döneminde, ergenlikte ve ileri yaştaki erkeklerde daha sık görülür. Genellikle tıbbi tedaviyi gerektirecek bir klinik duruma yol açmasa da hastalarda istenmeyen bir görünüme sebep olarak, psikolojik ve sosyal yönden hayat kalitesini ciddi anlamda negatif etkileyebilir. Bu sebeple jinekomastinin giderilmesine yönelik çeşitli medikal tedaviler ve cerrahi yöntemler geliştirilmiştir.

Jinekomasti Neden Olur?

Vücuttaki tüm dokuların fonksiyonları, endokrin sistemine ait salgı bezleri tarafından üretilen hormonların etkisiyle düzenlenir. Hormonlar arasındaki dengenin bozulması ise dokuların fonksiyonlarında aksamaya ve/veya doku yapılarında çeşitli düzeylerde değişimle sonuçlanır. Meme dokusu da vücutta belirli hormonlara karşı duyarlı bir yapıya sahiptir.

Kadınlarda doğum sonrasında süt salgısının gerçekleşebilmesi, belirli hormonların etkisiyle meme bezlerinin gelişiminin tamamlanmasına ve doğum sonrası süt üretiminin tetiklenmesine bağlıdır. Ergenlikte meme dokusunun gelişimi ve doğum sonrası süt üretiminin gerçekleşebilmesi östrojen ve progesteron hormonlarının etkisiyle sağlanır. Kandaki östrojen ve progesteron hormon düzeylerinin belirli oranlarda artması, memedeki salgı bezlerinin gelişimini başlatarak memenin hacimce büyümesine neden olur.

Erkeklerde endokrin sistemin esas hormonu testosteron olduğundan, sistemde bulunan östrojen ve progesteron hormonlarının etkisi oldukça azdır. Bununla birlikte, testosteron hormonunun kandaki seviyesinin çeşitli nedenlerle azalması veya östrojen hormon düzeyinin artması halinde erkek vücudundaki bazı dokular değişime uğrayabilir. Östrojen hormonunun artması sonucu, erkek meme dokusu anormal şekilde gelişim ve hacimce büyüme gösterir. Bu duruma jinekomasti adı verilir.

Bu doğrultuda, aşağıdaki durumlarda hormon dengesindeki bozulmaya bağlı olarak jinekomasti görülebilir:

Fizyolojik Sebepler

Bebeklikte, çocukluk döneminde, ergenlikte ve ileri yaşlarda, hormon düzeylerinde hızlı değişimlerin bir sonucu olarak kısa süreli, kendi kendini sınırlayan ve sonrasında düzelen jinekomasti gelişebilir. Aşağıdaki dönemlerde fizyolojik sebeplere bağlı jinekomasti durumuna rastlanılabilir:

  • Yeni doğan bebeklerde, plasentadaki östrojen hormonunun seviyesine bağlı olarak meme dokusunda jinekomasti ile uyumlu büyüme görülebilir.
  • Emzirme döneminde, anne sütündeki östrojen hormonu çocuğa geçerek kandaki östrojen miktarını görece artırır ve geçici jinekomasti yapabilir.
  • Ergenlik döneminde testosteron ve östrojen arasındaki denge sık sık değiştiğinden, meme dokusu geçici olarak jinekomasti yönünde gelişim gösterebilir.
  • İleri yaştaki erkeklerde testosteron üretiminin zayıflamasına paralel şekilde, testosteronun dokular üzerindeki etkisinin azalmasıyla birlikte östrojen ve progesteron etkisi güçlenerek jinekomastiye neden olabilir.

Hastalıklar

  • Karaciğer hastalıkları: Vücudun hormon dengelerinden sorumlu organlardan biri olan karaciğere dair bazı rahatsızlıklarda jinekomasti gelişebilir. Aynı şekilde, siroz tedavisi için kullanılan ilaçların bazıları da bu rahatsızlığa sebep olabilir.
  • Hipertiroidi: Tiroit bezi, kandaki hormon taşıyıcı proteinlerin miktarının ayarlanmasında önemli görevlere sahiptir. Hipertiroidi durumunda tiroit hormonlarının artışına paralel olarak taşıyıcı proteinlerin miktarındaki artma, testosteronun etkisini zayıflatarak jinekomasti gelişimini kolaylaştırır.
  • Kronik böbrek yetmezliği: Kronik böbrek yetmezliği sebebiyle diyaliz tedavisi gören hastalarda tedavi, hormon seviyelerine etki ederek jinekomasti gelişimine sebebiyet verebilir.
  • Kanser: Testis, hipofiz bezi ve böbreküstü bezinde oluşan tümörler, östrojen veya progesteron üretimini tetikleyerek jinekomasti gelişimine neden olabilir.
  • Genetik hastalıklar: Kleinfelter sendromu gibi genetik temelli bazı hastalıklarda hormon dengesinin doğuştan bozuk olmasına bağlı jinekomasti görülebilir.

İlaçlar

Bazı kortikosteroidler, antibiyotikler, hormon tedavileri, kalp hastalıkları ilaçları, HIV tedavisi ilaçları, antidepresanlar, ülser ilaçları veya amfetamin içeren psikiyatrik ilaçlar, yan etki olarak östrojen ve progesteron seviyesini artırarak jinekomastiye yol açabilir.

Jinekomasti Hangi Belirtilere Yol Açar?

Jinekomasti ortaya çıkan hastalarda, meme hacminin artışının yanında bazı klinik semptomlar görülebilir. Bu bağlamda aşağıdaki belirtiler jinekomasti gelişen hastalarda klinik tabloya eşlik edebilir:

  • Meme boyutunda ve hacminde artış,
  • Meme dokusunda hassasiyet veya ağrı,
  • Meme ucundan akıntı, süt salgısı veya kan gelmesi,
  • Meme ucunda rahatsız edici derecede hassasiyet.


Jinekomasti Tanısı Nasıl Konur?

Jinekomasti teşhisi genellikle hastadan alınan öykü ve fizik muayene değerlendirmesi sonucu konulabilir. Tanı sürecinde arada kalınan durumlarda, meme dokusunun detaylı değerlendirilmesi için ultrason veya mamografi gibi görüntüleme yöntemlerinden yararlanılabilir. Jinekomasti tanısı için hormon seviyelerini değerlendirme amacıyla kan testi de yapılabilir. Fizik muayenede meme dokusundaki salgı bezlerinin gelişimi ile meme ucu (areola) dokusunun gelişimi incelenir, meme dokusundaki yağ oranı tespit edilir. Tanı sürecinde, jinekomasti dışında memedeki yağ dokusu hacminde artış yapabilen psödo-jinekomasti, meme kanseri ve meme dokusunun enfeksiyonlarına ikincil gelişen apse gibi durumların ekarte edilmesi hedeflenir.

Jinekomasti tespit edilen bir hastada tanı sürecinin önemli bir bölümü, jinekomastiye yol açabilecek sağlık sorunlarının teşhis edilmesidir. Buna yönelik hastalardan belirli kan tetkikleri, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntülemeleri, testis dokusunun incelenmesine yönelik ultrasonografi ve gerekli hallerde şüpheli dokulardan biyopsi alınması planlanabilir.

Jinekomasti Tedavisinde Neler Yapılır?

Jinekomasti genellikle hastalarda önemli bir sağlık problemi oluşturmasa da istenmeyen bir fiziksel değişim olduğu için çeşitli yöntemlerle tedavi edilmesi gündeme gelebilir. Bunun dışında, karaciğer ve böbrek yetmezlikleri ile endokrin hastalıklarına bağlı görülen jinekomastide, altta yatan nedenin tedavi edilmesi sağlık açısından çok önemlidir.

Ergenlik veya çocukluktaki fizyolojik süreçlere bağlı görülen jinekomastide hastaya herhangi bir tedavi uygulanmadan memedeki büyüme gerileyebilir. Bu nedenle fizyolojik nedenlere bağlanan jinekomasti durumlarında takip önerilebilir. 3 ila 6 aylık periyotlarla meme dokusundaki boyut değişimi takip edilebilir. Ergenlik döneminde görülen geçici jinekomasti çoğunlukla 2 yılda tamamen geriler.

İlaç kullanımına bağlı tespit edilen jinekomasti vakalarında, sorumlu olan ilacın alternatif bir tedavi yöntemiyle değiştirilmesi veya kesilmesi gerekebilir. Jinekomastinin medikal tedavisinde, sıklıkla meme dokusunun hormonlara duyarlılığının engellenmesini hedefleyen ilaç tedavilerinden yararlanılır.

İlaç tedavisinin ciddi yan etkileri olması nedeniyle klinik uygulamada kullanımı sınırlı olduğundan, jinekomasti tedavisinde genellikle girişimsel yöntemlerden yararlanılır. Bu bakımdan, fazla meme dokusunun cerrahi olarak çıkarılmasını tanımlayan mastektomi ameliyatı tedavide en sık uygulanan yöntemdir. Hangi tedavinin uygulanacağı hasta bazında, hastanın kişisel tercihi ve hekim değerlendirmesinin birlikte ele alınması sonucu karar verilir.  Tedavi uygulamalarının yanında jinekomasti gelişimini tetikleyebilen ilaç ve ürün kullanımlarından kaçınılması da tedavi başarısı açısından son derece önemlidir.

Ameliyatsız Çözümler Olabilir mi? 

Maalesef. Jinekomasti bir kere oluştuğunda büyüyen meme dokusunun alınması gerekir. Hormonsal tedaviler ile gerilemesi beklenen bir şey değil. 

Ameliyat: İki tür ameliyat yapılıyor. 

Eğer büyüyen meme bezi yumuşak ve yağlı ise sadece liposuction, yan, yağ alma ameliyatı yeterli olabiliyor. Ama sert ve büyük jinekomastilerin açık teknik ile çıkarılması gerekiyor. Ancak bu izli bir ameliyat değil. Meme ucunun altında, deir ile renkli kısmın birleşme hattında yarım daire şeklinde bir kesik yapılıyor ve meme bezi buradan çıkarılıyor. Gerekiyorsa liposuction da yapılıyor. 

Bu küçük sayılabilecek bir ameliyat. Ortalama bir saat sürüyor, ağrılı bir ameliyat değil. Hastanede yatmak gerekmiyor. Pansumanlar iki gün sonra çıkarılıyor ve üçüncü gün yıkanılabiliniyor. Dördüncü gün işinize dönebilirsiniz. 

Kimler Bu Ameliyatı Olmalı?

Jinekomastisi olan bütün erkekler bu ameliyatı yaptırmaya uygun olabilir. Bu bir erkek için katlanılması zor bir durum ve özellikle gençlerde psikolojik problemler yaratıyor.

Komplikasyonlar ve Çıkabilecek Sorunlar

Bu tür ameliyatlarda ciddi bir kanama olması olasılığı neredeyse yok. Kanama memenin bir kenarında kan birikmesi yani “hematom” şeklinde olabilir. Doktorunuz sizi yeniden ameliyathaneye alarak bu birikmeyi temizlemek ve kanamayı, eğer devam ediyorsa, durdurmak isteyebilir..

Aynı şekilde ameliyattan sonra beşinci gün civarında tek taraflı bir şişlik enfeksiyon habercisi olabilir. Yine çözüm enfeksiyonun temizlenmesi ve tabii antibiyotik tedavisi olacaktır. 
Asimetri bu ameliyattan sonra karşılaşılabilecek sorunlar arasında. Nadir de olsa ciddi asimetrilerde bir rötuş ameliyatı gerekebilir. 

İpuçları: 
• Ameliyat öncesi mutlaka bazı tahliller yaparak altta yatan bir sebep olup olmadığını araştırmak gerekiyor. 

Ameliyat Öncesi ve Sonrası Sizi Neler Bekler?

Bu büyüklük ve zorluk olarak küçük denebilecek bir ameliyat. Ağrılı bir ameliyat değil. Genellikle hastalar aynı gün taburcu olabiliyorlar ve 3–4 gün sonra işlerine dönebiliyorlar. 
İlk gece nispeten sıkıntılı geçebilir. Genellikle ağızdan alınacak basit bir ağrı kesici yeterli olur. Bu ameliyat ciddi morarmanın ve şişliklerin beklenmediği bir girişimdir. 
Çalışıyorsanız bu ameliyat için 4 gününüzü ayırmanız yetecektir. 

Ameliyatın Karnesi: 

Anestezi şekli:
Lokal anestezi yeterli olur. 
Ameliyat nerede yapılmalı: Bir hastanede ve ameliyathanede. 
Ameliyat süresi: 1 saat. 
Hastanede yatış süresi: Aynı gün taburcu olunabilir. 
Ameliyat sonrası ağrı – sıkıntı: Bir kaç gün hafif bir sızlama olabilir. Özellikle ilk bir kaç gün kol hareketlerinde hafif ağrı olur. Genellikle ağızdan alınan basit ağrı kesiciler yeterli olur. 
Şişme, morarma: 5–10 gün arasında, orta derecede. 
Dren: Düşük bir ihtimalle drenler kullanmak gerekir. Drenler ertesi gün alınır. 
Pansuman: 2–3 günde tamamen çıkarılıyor. 
Dikişler: Genellikle alınacak dikiş olmuyor.
Ne zaman işe dönülebilir: 3–4 gün. 
Araba kullanmak: 3–4 dört gün sonra, özellikle kol hareketlerindeki hassasiyet azaldığında araba kullanılabilir. 
Günlük hayata dönüş: Ameliyattan sonraki bir kaç gün kol hareketlerinde hafif ağrı olur. Bu memenin üzerinde bulunduğu göğüs kaslarının hareketleri ile oluşan ağrıdır.
Spor: 2 hafta sonra uzun yürüyüşler, 3 hafta sonra koşuya başlanabilir. Kolların kullanıldığı fitness, tenis gibi sporlara 4 hafta sonra başlanabilir. 
Son şekil: İlk zamanlarda oluşan sertlikler üçüncü aydan sonra geçer.

Jinekomasti Nedir ve Tedavisi Nasıldır? Hakkında Sık Sorulan Sorular

Jinekomasti; erkeklerde meme dokusunun çeşitli nedenler sebebiyle anormal gelişmesini ifade eder. Klinik olarak jinekomasti, meme dokusunun hacimce büyüdüğü tüm durumları tanımlamak için kullanılır.

Meme boyutunda ve hacminde artış, meme dokusunda hassasiyet veya ağrı, meme ucundan akıntı, süt salgısı veya kan gelmesi ve meme ucunda rahatsız edici derecede hassasiyet yaşanması görülebilir.

Oluşturma: 18.04.2022 04:14
Son Güncelleme: 29.04.2024 11:56
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-