Yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığının bir parçası olarak her bireyin kendi sağlık durumu ve fiziksel özelliklerine uygun olacak şekilde günlük yeteri miktarda karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral alması büyük öneme sahiptir. Bazı durumlarda veya çeşitli hastalıkların varlığında günlük alınması gereken kalori miktarı ve besin değerleri değişkenlik gösterebilir. Bu anlamda, günlük besin ihtiyacının kişiye özel olarak belirlenmesi ve bu miktarlara uyulması oldukça önemlidir. Vücut için pek çok faydası olan ve günlük olarak alınması gereken besin maddelerinden biri de proteindir.
Günlük Protein İhtiyacı Ne Anlama Gelir?
Vücudumuz, hücrelerde gerçekleşen üretim ve yıkım olayları sonucu görülen biyokimyasal tepkimeler arasındaki denge sayesinde varlığını sürdürür. Beslenme yoluyla alınan besinler çeşitli yıkım olayları aracılığıyla yapı taşlarına ayrılır ve vücut için gerekli olan maddelerin üretiminde kullanılır. Bunun dışında, hücrelerin varlığını sürdürebilmesi için gerekli olan enerji de vücut içerisinde besinlerin parçalarına ayrılması ile sağlanır.
Özellikle hücrelerdeki çeşitli olaylar ve biyokimyasal tepkimelerin gerçekleşmesini sağlayan enzimlerin üretilebilmesi için vücutta yeterli düzeyde amino asit bulunması gerekir. Amino asitler, temelde proteinleri oluşturan özel biyokimyasal ürünlere verilen isimdir. Bazı amino asitler vücutta yer alan başka maddeler kullanılarak üretilebilirken, bazı amino asitlerin dışarıdan alınması gerekir. Bu amino asitlere esansiyel amino asitler adı verilir. Beslenme yoluyla alınan proteinlerin yıkılması sayesinde hem esansiyel amino asitler hem de vücutta yeterli düzeyde üretilemeyen amino asitler elde edilmiş olur. Bu amino asitler, yapısal ürünlerin sentezlenmesinde kullanılır. Aynı zamanda, ihtiyaç duyulduğu durumlarda amino asitlerden enerji de üretilebilir.
Sağlıklı bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için günlük ortalama 0,8 g/kg/gün protein alması gerekir. Yani 70 kg’lık ortalama bir insan, günlük en az 56 g protein almalıdır. Günlük alınan protein miktarının hesaplanan değerin altında kaldığı durumlarda kişide gerekli yapısal ürünler sentezlenemeyeceğinden, ihtiyaç duyulan amino asitler vücudun protein deposu olan kas dokusundan karşılanır. Bunun sonucunda, vücuttaki yıkım olayları artar ve buna bağlı olarak zamanla kas dokusunda zayıflama ve birtakım sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Vücuda gerekenden fazla protein alınması durumunda ise amino asitlerin vücutta etkili bir şekilde depolanması mümkün olmadığından, bu besin maddeleri yıkıma uğrayarak üre gibi zararlı atık maddelerin kandaki miktarında artışa neden olabilir.
Günlük Protein İhtiyacı Hangi Durumlarda Artar?
Protein ihtiyacı, kişinin fiziksel anlamda ne kadar aktif olduğu ve genel sağlık durumuyla ilişkilidir. Özellikle büyüme ve gelişmenin gerçekleştiği çocukluk ve ergenlik döneminde, vücut dokularının hacimsel ve gelişimsel olarak büyümesi ve kas kütlesinin artması gibi nedenlere bağlı olarak günlük protein ihtiyacı 2 g/kg/gün değerine kadar çıkabilir. Bunun yanı sıra, kasların yoğun olarak kullanıldığı ağırlık kaldırma, koşma ve yüzme gibi sporlarla uğraşan kişilerde de günlük protein ihtiyacı diğer kişilere göre daha fazladır.
Özellikle vücutta protein kaybı ile sonuçlanan sindirim sistemi, böbrek veya kalp hastalıklarının seyrinde vücudun protein ihtiyacı artabildiğinden, günlük alınması gereken protein miktarının da artırılması gerekebilir. Benzer şekilde, beslenme yoluyla alınan gıdaların emiliminde birtakım problemlere yol açan bağırsak iltihaplanmalarında da günlük olarak alınan protein miktarının artırılması söz konusu olabilir.
Yaşla birlikte vücuttaki yapım olayları azalırken, yıkım olaylarında artış görülür. İleri yaşta kasların gittikçe güçsüzleşmesi, kilo kaybı yaşanması ve boy kısalması genellikle bu nedenledir. Bu dönemde, günlük protein ihtiyacı azalır ve gereğinden fazla alınan protein, toksik madde üretimini tetikleyerek birtakım sağlık sorunlarına neden olabilir.
Protein Ne İşe Yarar?
Proteinler; temelde hücrelerin yapısını oluşturan hücre zarı, moleküler düzeydeki filamentler (iplikçik), organeller ve doku yapısını oluşturan bağ yapılarının sentezlenmesinde kullanılır. Aynı zamanda, hücredeki yaşamsal aktivitelerin temelini oluşturan enzimlerin ana yapısı da proteinden elde edilir. Vücut için gerekli olan hemoglobin, kompleman faktörleri ve pıhtılaşma faktörleri gibi maddeler de protein yapıdadır.
Her bir proteinin moleküler yapısı birbirinden farklı olduğundan, bu proteinler farklı kombinasyonlarda amino asit dizilimine ihtiyaç duyar. Bu nedenle, farklı vücut fonksiyonlarında herhangi bir aksama görülmemesi için her tür amino asitten yeteri miktarda alınması gerekir. Aynı zamanda, bazı proteinlerin vücut içerisinde görev alabilmesi için demir, bakır veya folik asit gibi farklı maddelere ihtiyaç duyulur.
Amino asitler; karbonhidratlar ve yağlardan sonra enerji üretiminde kullanılabilen besinler arasında yer alır. Amino asit yapısında diğerlerinden farklı olarak azot atomu bulunduğundan, bu besin maddeleri hem vücut için gerekli olan azotlu bileşiklerin kaynağını oluşturur hem de bu bileşiklerin yıkımı sonrası azot yönünden zengin ürenin oluşmasını sağlar. Ancak, idrar yoluyla vücuttan atılan ürenin kandaki miktarının artması sonucu başta merkezi sinir sistemi olmak üzere çeşitli vücut dokularında toksik etki görülebilir.
Protein Hangi Besinlerde Bulunur?
Proteinler temel olarak kırmızı veya beyaz et ile balık; yumurtanın beyaz kısmında daha fazla olmak üzere yumurta; yoğurt, peynir, kaymak gibi süt ürünleri ve süt; barbunya, mercimek, fasulye gibi bakliyatlar ve ceviz, fıstık, badem gibi kuru yemişlerde bol miktarda bulunur. Ayrıca, yulaf, çavdar gibi tahıllarla birlikte, brokoli ve lahana gibi sebzelerin içeriğinde de belli miktarda protein bulunabilir. Bunların yanı sıra, sporcular başta olmak üzere protein takviyesine ihtiyaç duyan kişilerin tercih ettiği whey proteini gibi çeşitli takviye ürünleri de protein yönünden oldukça zengindir. Diyetisyen kontrolünde kişinin ihtiyacı hesaplanarak bu ürünler kullanılabilir.