Göğüs kemiği kesilmeden, 8mm.’lik kesiden gerçekleştirilen robotik kalp ameliyatları, hızlı iyileşme imkanı tanıyor.
540 derece dönebilen kollar ve 10 kat büyütülmüş görüntü kalitesi
Robotik cerrahi, minimal invaziv cerrahi (vücut bütünlüğünde en az hasarı yaratma) temeli ile uygulanan bir yöntemdir. da Vinci ile gerçekleştirilen cerrahi işlemler, ‘robot yardımlı cerrahi’ olarak da tanımlanmaktadır. Robotik cerrahi sistemlerinin dünyadaki tek örneği olan da Vinci, üç̧ boyutlu görüntü̈ teknolojisi ve ileri hareket kabiliyetinin yanı sıra hassasiyet özelikleriyle bilinmektedir.
“Cerrah robot” denilince ilk etapta operasyonu robotun gerçekleştirdiği gibi bir izlenip uyansa da, öyle bir durum söz konusu değildir. Cerrah robot, sadece cerrahın kontrolünde ve onun direktifleriyle hareket etmektedir.
Açık ameliyata nazaran çok daha kısa sürede iyileşme sağlayan da Vinci Robotik Cerrahi Sistemleri, Üroloji, Jinekoloji, Genel Cerrahi, Kulak Burun Boğaz, Kalp ve Damar Cerrahisi, Göğüs Cerrahisi ve Pediatrik Cerrahide uygulanmaktadır. Robotik cerrahide insanın el, bilek hareketlerine sahip ve 540 derece dönebilen enstrümanlar kullanılmaktadır. Bu enstrümanlar sayesinde cerrah, kendi eliyle kolay çalışamayacağı dar alanlarda rahatlıkla çalışabilmektedir.
Robotik Cerrahinin Tarihçesi
Robot yardımlı olarak gerçekleştirilen ilk belgelenmiş cerrahi girişim 1985 yılındadır. Karın dışında yani laparoskopik olmayan bu ilk kullanımda PUMA 560 robotik cerrahi kol desteğiyle nöroşirurji biyopsisi yapıldı. Karın içerisinde 1987 yılında gerçekleştirilen safra kesesi ameliyatı ise ilk laparoskopik uygulamadır. Bir sonraki yıl ise PUMA sistemi robotik cerrahi transüretral rezeksiyon işleminde kullanıldı. Kapalı ameliyatlarda kullanılan optik sistemi taşıyan ve cerrahın sesli komutlarına göre hareket eden AESOP sistemi Computer Motion tarafından üretildi ve 1990 yılında cerrahların kullanımına sunuldu.
Kamera ve farklı cerrahi el aletlerini kapsayan ilk entegre robotik cerrahi sistem olarak 2000 yılında da Vinci robotik cerrahi sistemi FDA onayı aldı. Kendinden önceki sistemlerden farklı olarak ameliyatı tamamlamak için çok sayıda asistan gerektirmeyen ilk robotik cerrahi sistem olma unvanını kazandı. Ticari hale gelmesiyle birlikte kısa sürede çok sayıda gelişmiş ülkede ve alanında lider hastanelerde cerrahların günlük kullanıma girdi.
10 Kat Büyütülmüş Görüntü
Üç̧ boyutlu ve 10 kat büyütülerek elde edilen gerçek zamanlı görüntü̈ sayesinde, özellikle kanser hastalarında tümörün hassasiyetle temizlenebilmesine olanak sağlamaktadır. Ayrıca ameliyatın kapalı yöntem ile uygulanmasından dolayı daha küçük kesi yapılmakta ve hastalara daha az yara izi ile kozmetik avantaj da sağlamaktadır. Yapılan kesilerin her birisinin yaklaşık 8 mm. olmasından dolayı hasta çok daha hızlı iyileşmekte ve kısa sürede ayağa kalkarak sosyal yaşamına dönmektedir. Minimal invaziv nedeniyle enfeksiyon riski de ciddi derecede azalmaktadır.
Hangi Kalp Hastalıklarında Uygulanıyor?
Robotik kalp cerrahisi, mitral ve triküspit kapak hastalıklarının tamirinde ya da değiştirilmesinde, kalp ritm bozukluklarına neden olan atriyal fibrilasyon, dondurma da denilen kriyoablasyon tedavisinde kullanılabiliyor. Ayrıca, koroner arter cerrahisinde, miksoma da denilen kalp içi tümörlerinin tedavisinde, atriyal septal denilen doğuştan olan kalp deliklerinin tedavisinde de robotik cerrahiden faydalanılıyor.
da Vinci İle Gerçekleştirilen Ameliyatların Detayları
-Operasyona başlarken cilde kesi yapılarak bir trokar yardımıyla vücut içerisine bir teleskop yerleştiriliyor. Robotun diğer kolları için de vücutta 8 mm uzunluğunda üç delik daha açılıyor. Operasyonu gerçekleştiren doktor, ameliyat masasının uzağında yer alan konsoldan organları 3 boyutlu olarak görüyor. Görüntünün 3 boyutlu olması cerraha derinlik hissi kazandırıyor. Cerrahın yaptığı küçük el hareketlerini konsolda bulunan fiberoptik kablolar, robotik kollara aktarıyor. Böylece cerrahi makas, doku ve iğne tutucu gibi aletlerin istenilen hareketleri yapması sağlanıyor. Cerrah vücut içerisine yerleştirilen 4 kolu, 2 kumanda kolu ve ayağının altındaki pedallarla yönlendirerek operasyonu gerçekleştiriyor.
Daha Hızlı İyileşme, Daha Az Kesi, Başarılı Cerrahi
Hastaya ve Hekime Sağladığı Konfor
Robotik cerrahi, hastalarda ortaya çıkacak ameliyatla ilgili yan etkileri azaltmak ama bununla birlikte cerrahi başarıdan ödün vermemeyi hedeflemektedir. Bu nedenle, robot yardımlı cerrahilerde cilt kesileri daha kısa, ameliyat alanları daha küçük ve cerrahi saha üç boyutlu büyütme altında daha hassas çalışmaya uygun hale getirilir. Sonuçta, ameliyat sahasının küçülmesi ve daha kontrollü hale getirilmesiyle olası kan kaybı daha da azalmakta, buna bağlı kan verme oranları düşmekte, cerrahinin kapalı uygulanması nedeniyle enfeksiyon riski minimalize edilmekte, kısa cilt kesileri sayesinde daha az ağrı, daha hızlı iyileşme, daha az yara izi, daha iyi kozmetik sonuçlar, daha kısa sürede günlük yaşama dönme, daha az komplikasyonla ve başarılı cerrahiyle sağlanabilmektedir.
Robotik cerrahinin cerraha verdiği en önemli konfor vücut ergonomisine uygun ameliyat yapabilme olanağıdır. Cerrah, ameliyat boyunca robotik kolların hareketlerinin kontrol edildiği konsol olarak isimlendirdiğimiz ünitede oturur ve sistemin vücudun içerisinden 10 kat daha büyük, üstelik üç boyutlu taşıdığı görüntüyü takip ederek ameliyatı gerçekleştirir. Robotik kolların kesme, ayırma, yakma, dikme gibi işlemleri yapabilmelerini oturduğu yerden parmak ve el bileği hareketleriyle gerçekleştirir. Bu sayede cerrah, dikkati dağılmadan, uzun süre ameliyat yapmasına rağmen vücudunda fiziksel yorgunluk oluşmadan, en üst düzeyde saha kontrolü sağlayarak operasyonu tamamlar.