Her virüste olduğu gibi, SARS-COV-2 virüsü de çoğalırken ve insanlar arasında yayılırken mutasyona uğrayabilir. Bu doğal sürecin bir sonucu olarak, SARS-COV-2 virüsünün 2019'da ortaya çıkmasından bu yana soy kümelerinde de binlerce mutasyon ortaya çıkmıştır. Meydana gelen bu mutasyonların çok küçük bir kısmı hatırı sayılır bir değişikliğe sebep olma riskine sahiptir.
2020’nin son aylarında İngiltere'de, SARS-COV-2’nin mutasyona uğramış bir türü olan, B.1.1.7 adı verilen bir virüs saptanmıştır. SARS-COV-2 virüsünün VUI 202012/01 varyantının B.1.1.7. soy kümesi olan bu virüsün, 2021'de yeni bir küresel dalgalanmaya neden olabileceği ihtimaller dahilinde gözükmektedir.
Betakoronavirüsler
Son yirmi yılda betakoronavirüslerin sebep olduğu üç büyük salgın görülmüştür. 2003’te şiddetli akut solunum sendromu koronavirüsü (SARS-COV) salgınında, enfekte vakalardan yüzde 11’i ölüm ile sonuçlanmıştır. 2012’de ise Orta Doğu solunum sendromu koronavirüsü (MERS-COV) salgını, yaklaşık %35’lik ölüm oranına sebep olmuştur. Üçüncü salgın olan SARS-COV-2 ise şiddetli solunum yolu hastalığı olan COVID-19 hastalığına neden olup, kısa sürede hızla yayılarak yıkıcı etkiler gösteren bir pandemi haline gelmiştir.
29 Aralık 2020 itibariyle dünya çapında SARS-COV-2 virüsü nedeniyle 79.931.215 vaka, 1.765.265 ölüm gözlenmiştir. Bu virüsle ilgili aşılama ve ilaç çalışmaları günümüzde son hızla devam etmektedir. Bununla beraber, virüste oluşan mutasyonlar da yakından takip edilmektedir.
B.1.1.7 Virüsü
SARS-COV-2 araştırmaları devam ederken, Eylül 2020’de İngiltere’de bu virüsün mutasyona uğramış bir türü tespit edilmiştir. Bu virüs ile enfeksiyon vakaları görülme hızla artmış ve Aralık ayında İngiltere’deki çeşitli sağlık organizasyonları tarafından 1.108 kişinin mutasyona uğramış olan bu virüsten etkilendiği açıklanmıştır. Bu varyant, Aralık 2020'de ilk kez VUI-202012/01 (VUI; İngilizcede “Variant Under Investigation”, Türkçede “araştırılmaya devam eden tür”) adını almış ve 17 değişiklik veya mutasyondan oluşan bir setle tanımlanmıştır.
Bu virüsün, insanlardaki ACE2 (anjiyotensin dönüştürücü enzim) reseptörüne bağlanan diken proteinindeki N501Y adı verilen bir mutasyon sebebiyle, ACE2 reseptörlerine daha iyi bağlandığı şu anda araştırılmaya devam edilen teorilerden biridir. Bu durum, virüsün daha hızlı bulaşmasına sebep olacak bir faktör olabilir. Ancak araştırmacılar, henüz İngiltere’deki bu durumun mutasyona uğrayan virüsten kaynaklı olup olmadığı hakkında kesin bir sonuca varılmadığının altını çizmektedir.
COVID-19 Virüsünde Mutasyon Olması Normal Midir?
Tüm virüsler zamanla mutasyona uğrarlar ve yeni varyantları ortaya çıkar. Bu, beklenen ve doğal bir durumdur. SARS-COV-2’de de salgının ortaya çıkışından bu yana binlerce mutasyon izlenmiştir. Bu mutasyonlardan dikkat edilmesi gerekenler, hücrelere viral girişle ilişkili olan diken proteinlerini kodlayan gendeki mutasyonlardır. Çünkü bu mutasyonlarda, yeniden enfeksiyonlarda artışa veya aşı başarısızlığına neden olabilecek kombinasyonlar görülebilmektedir.
COVID-19 Aşısı Hâlâ İşe Yarayacak mı?
COVID-19 aşıları, virüsün diken proteinindeki birçok bölgeye karşı antikor üretilmesini sağlar. Bu sebeple, virüste oluşacak tek bir mutasyonun aşıyı daha az etkili hale getirmesi olası değildir. Sadece, virüste daha fazla mutasyon meydana gelmesi durumunda aşının değiştirilmesi gerekli olabilir.
B.1.1.7 virüsünün ne kadar kolay bulaşabileceğini, şu anda uygulanmakta olan aşıların insanları buna karşı koruyup korumayacağını ve bu varyant hakkında daha pek çok şeyi öğrenmek için çalışmalar son hızıyla devam etmektedir. Şu anda, B.1.1.7 virüsünün daha ciddi hastalığa veya artan ölüm riskine neden olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Her geçen gün B.1.1.7 virüsünün virolojik, epidemiyolojik ve klinik özelliklerine ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkmaya devam etmektedir.