İnme Nedir?

İnme Nedir?



İnme ya da felç beyin damarları kaynaklı, ani gelişen veya hızla yerleşen kısmi beyin fonksiyon kaybına işaret eden belirti ve bulgularla karakterize, 24 saat ve daha uzun sürebilen ve ölümle sonuçlanabilen klinik bir sendromdur.

İnme, iskemik(tıkayıcı) ve hemorajik(kanayıcı) inme olmak üzere iki ana gruba ayrılır. İnmelerin %87’ini iskemik inmeler,%10’unu hemorajik inmeler,%3’ünü ise subaraknoid kanamalar(SAK)oluşturmaktadır.

Dünyada her yıl 20 milyonun üzerinde inme gerçekleşmekte ve yaklaşık 8 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybetmektedir.Altmış yaş üstü nüfusta kardiyovasküler hastalıklardan sonra beyin damar hastalıkları dünyada ikinci sırada ölüm nedenidir. Sakatlık ve işgücü kaybının ise birinci nedenidir.

Ülkemizde de inme ikinci sırada gelen ölüm nedenidir ve sakatlık nedeniyle kayıplarında tüm hastalıklar arasında üçüncü sırayı almaktadır.

İnme Nedenleri-Risk Faktörleri Nelerdir?

Son yıllarda inme tedavisinde anlamlı ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen bu hastalarda halen en etkili tedavi yöntemi, vasküler risk faktörlerinin kontrolü ve ortadan kaldırılması esasına dayalı, ön planda “koruyucu” olan tedavi yaklaşımı yani birincil korumadır.

Risk faktörleri değiğtirilemeyen ve değiştirilebilen risk faktörleri olarak 2 ana grupta incelenirler. Yaş, cinsiyet, aile öyküsü, genetik faktörler değitirilemeyen risk faktörleri arasında yer alır. Değiştirilebilen risk faktörleri arasında ise (hipertansiyon, hiperlipidemi, kalp hastalıkları, diyabet, sigara, alkol kullanımı, obesite, sedanter yaşam, psikososyal faktörler gibi birçok faktör yer alır.
Değiştirilebilir risk faktörlerinin fazlalığı inmenin aslında %90 oranında önlenebilir bir hastalık olduğu anlamını taşımaktadır ve inmeden birincil korumada temel yaklaşım bu faktörlerin düzeltilmesidir.

Değiştirilebilir Risk Faktörleri

  • Hipertansiyon
  • Diyabet
  • Kadiyak nedenler(ritm bozuklukları,kalp kapak darlıkları gibi)
  • Sigara kullanımı
  • Alkol tüketimi
  • Diyet ve beslenme
  • Fiziksel inaktivite
  • Obezite, bel/kalça oranı
  • Psikososyal nedenler
  • Atrial fibrilasyon (kalp ritm bozukluğu) ve diğer kardiyak nedenler
  • Hava kirliliği
  • Kronik enflamasyon
  • Enfeksiyon ve sepsis
  • Böbrek hastalıkları
  • Uykuda solunum bozuklukları
  • Semptom vermeyen karotis darlığı
  • İlaç kötüye kullanımı ve madde bağımlılığı

Beyin kanamaları için ek risk faktörleri  olarak beyindeki küçük kanamalar ve beyin damarlarındaki anevrizmalar (baloncuklar) da sayılabilir.

İnme Belirtileri Nelerdir?

  • Ani gelişen bilinç kaybı veya bulanıklığı,
  • Asimetrik güç kaybı,
  • Dengesizlik,
  • Konuşma bozukluğu,
  • Anlama güçlüğü,
  • Ağız köşesinde çekilme, kayma,
  • Kol ve bacaklarda tek taraflı uyuşma,
  • Çift görme, görme kaybı, bulanık görme, göz hareketlerinde kayıp, yutma güçlüğü ve benzeri belirtilerde inme olasılığı dışlanmalıdır.
    İnme hastalarında zaman çok önemlidir. İlk semptom fark edilir edilmez en yakın hastaneye özellikle inme merkezi veya ünitesi olan kuruluşlara başvuru önerilir. Erken başvuru ile erken tanı ve midahale tedavi ve başarı oranını arttıran en önemli etmenlerdendir.
    Semptom görüldükten sonraki ilk 4.5 saat içerisinde başvuru intravenöz trombolitik tedavi, ilk 8 saatte başvuru proksimal damar tıkanıklığı olan vakalarda trombektomi yani pıhtının beyin damarından çıkartılması gibi tedavi olanaklarını sağlaması açısından önemlidir.
    Bundan dolayı inme tedavisinde zaman çok önemlidir. Erken başvuru felç hastalarında hayat kurtarabilmektedir.

İnme Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Hasta acil servis hekimi tarafından hızla yapılan öykü alımı ve değerlendirme sonrasındaen kısa sürede nöroloji uzmanı tarafından görülür ve nörolojik muayenesi yapılır. Öykünün inme ile uyumlu olması durumunda acil serviste uygulanacak beyin görüntüleme (Bilgisayarlı Beyin Tomografisi, Manyetik rezonans görüntüleme) yöntemleri ile inmeye yol açan beyin damar hastalığının tıkayıcı veya kanayıcı olduğunu hızla belirlemek mümkündür.

Akut inme şüphesi yaratan bir klinikle başvuran hastada acil olarak yapılacak tetkikler arasında hızla damar yolu açılması ve vital parametrelerin (solunum, dolaşım, kan basıncı) kontrol altına alınarak parmak ucu glukoz tayini yapılmalı ve hipertonik intravenöz hidrasyon ile gerekli kan tetkikileri alınmalıdır.

Hastaların acil servis koşullarında hızla monitörize edilmelsi ve kontrastsız Beyin BT ile kanamanın dışnaması ve tıkayıcı inmelerde hızla bulgu veren difüzyon MRG tetkikinin yapılarak inmeye yol açan beyin damar hastalığının saptanması açısından önemlidir. 

Mikrokanama tablolarında Gradient EKO MRG gibi sekansların da eklenmesi uygun olamaktadır.

Akut iskemik inmede, hastanın uygun ve gerekli durumlarda endovasküler terapiye yönlendirilebilmesi için BT anjiografi ya da MR Anjiografi gibi invaziv olmayan vasküler bir görüntüleme yapılması önerilmektedir.

Ayrıca acil müdahaleler sonrası kardiyak veya damarsal patolojilerin saptanması için EKG, ekokardiografi ,Holter EKG, karotis ve vertebral arter Doppler USG gibi tetkiklerin yanı sıra şüphe halinde özellikle genç inme geçirenlerde vaskülit ve kan pıhtılaşma faktör analizleri de araştırılabilmektedir.

İnme Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akut iskemik inme tedavisindeki birinci hedef beyinde damar hastaığı olan alanın etrafındaki halen canlı olan dokuda kanlanmanın tekrar sağlanmassıdır. Böylece nörolojik bozulmanın,uzun süreli iş görmezliğin ve inmeye bağlı ölümlerin azaltılması mümkün olabilmektedir.

İnme tablolarında “Zaman Beyindir” ve uygun sürede acil servise ulaşan, yapılan acil değerlendirmeler sonrası uygun koşullarda olduğu saptanan hastalarda Beyin kanlanmasının sağlanması damardan verilen trombolitik tedaviler ile veya uygun hastaarda mekanik trombektomi gibi girişimsel yöntemler ile yapılabilmektedir. Son yıllarda rekanalizasyon (tekrar kanlanma) tedavilerinde olan büyük gelişmeler artık inme hastalarının felç veya yatağa bağımlı kalmalarını ciddi oranda azaltmıştır.

İntravenöz (IV) trombolitik tedavi, en önemli reperfüzyon stratejilerinden birisidir. İntravenöz rt-PA olarak Alteplaz, inme tedavisinde 1990’lı yıllardan beri kullanılmaktadır. Ülkemizde ise bu tedavi 2006 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmıştır. Herhangi bir kontrendikasyonu olmayan semptom sonrası ilk 4.5 saat içerisinde başvurularan inme hastalarında kontrollü olarak uygulanmaktadır. Trombolitik tedavi uygulanan hastalar ilk 24 saatte yoğun bakımda takip ve tedavi edilir, sonrasında klinik ve görüntüleme bulgularına göre nöroloji servisine alınır.

Bir rekanalizasyon tedavisi olan mekanik trombektomi kasıktan femoral damara girilerek kateterler vasıtasıyla pıhtı olan damarın anjiografik incelemeyle görüntülenmesi ve özellikli stent ve aspirasyon yöntemleriyle pıhtının çıkartılması işlemidir. Mekanik cihazların avantajı hızlı damar rekanalizasyonu ve az trombolitik kullanımıdır.

Günümüzde mekanik trombektomide kullanılan cihazlar geri-çekilebilen stent cihazları, MERCI cihazı, Penumbra cihazı, ultrasonik disseksiyon yapan mikrokateter, endovasküler fotoakustik rekanalizasyon, snare teknikleridir.

Sinir koruyucu tedavi de deneysel aşamada olan çalışmalar devam etmekle birlikte literatürde henüz onaylanmış bir tedavi yoktur.

İkincil koruma ise inme veya geçici iskemik atak geçiren hastalarda ikinci bir kez serebrovasküler hastalık geçirmeyi önlemek için aspirin ve klopidogrel gibi antiagregan tedaviyi içermektedir. Ancak kardiyak ritm bozukluğu olan hastalarda antikoagülan tedaviler tercih edilmektedir.

Son olarak da beslenmenin düzenlenmesi özellikle sebze ağırlıklı akdeniz diyeti ve fiziksel aktivite (günde ortalama 30 dk yürüyüş gibi) koruyucu tedavide ve risk faktörlerinin azaltılması için önerilmektedir.

Prof. Dr.
Yıldız Değirmenci
Nöroloji
MEDICANA ZİNCİRLİKUYU
Profili Gör
Oluşturma: 29.12.2020 11:30
Son Güncelleme: 30.04.2024 10:57
Oluşturan: Yıldız Değirmenci
+A A-