Prokalsitonin (PCT)

Prokalsitonin (PCT)



Vücudumuzda gelişen sağlık sorunlarının etkisiyle çeşitli biyokimyasal olaylar meydana gelir. Bu olaylar, hastalıkların tanı ve takibinde değerlendirilmek üzere klinikte yürütülen tetkikler ile incelenebilmektedir. Özellikle enfeksiyon hastalıkları ile iltihabi rahatsızlıkların değerlendirmesinde oldukça önemli olan tahlillerden biri, PCT testi olarak da bilinen prokalsitonin testidir.

PCT Nedir?

Prokalsitonin veya kısaca PCT, vücutta iltihabi reaksiyonların ortaya çıkmasını takiben kanda yükselen peptitlerden biridir. Vücudumuz; hem bağışıklık sisteminin desteklenmesi hem de iltihabı (enflamasyon) meydana getiren hastalık etkeninin elimine edilerek vücuttan atılımının kolaylaştırılması adına, çeşitli maddelerin vücuttaki üretimini artırırken bazılarınınkini düşürür. Bu maddelere akut faz reaktanları adı verilir.

Bu bağlamda; fibrinojen, C-reaktif protein (CRP), ferritin gibi maddeler, enflamasyon durumunda kandaki miktarı arttığından pozitif akut faz reaktanları olarak kabul edilir. Yine bir enflamasyon durumunda transferrin, retinol bağlayıcı protein gibi çeşitli moleküller; kandaki seviyeleri düştüğü için negatif akut faz reaktanları arasında yer alır. Prokalsitonin ise pozitif akut faz reaktanlarından biridir.

Bununla birlikte, prokalsitonin yüksekliği diğer maddelere nazaran daha spesifik ve kıymetli bilgiler sunabilir. Bu nedenle, özellikle yataklı servis ve yoğun bakım üniteleri gibi bölümlerdeki hastaların sağlık durumlarının değerlendirmesinde prokalsitonin seviyesindeki değişimler incelenir.

PCT Değerine Neden Bakılır?

Prokalsitonin molekülü 116 adet amino asitten oluşan bir proteindir ve vücudumuzda tiroit bezinde parafolliküler C hücreleri tarafından üretilerek kana verilir. Sağlıklı bireylerde kandaki seviyesi 0,05 ng/mL’dan düşüktür. PCT tetkiki, birçok yönüyle kendisine benzer diğer tetkiklere nazaran çeşitli avantajlara sahiptir. Bu özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir:

•PCT değerindeki değişimler bakteriyel enfeksiyon gibi özel durumlara özel olarak meydana gelir. PCT seviyesi hızla artmaya başladığında, vücutta bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı yönünden inceleme başlatılması gerekebilir. Bunun aksine, benzer durumlarda değerlendirilen sedimantasyon ve C-reaktif protein (CRP) gibi değerler iltihabi reaksiyonun varlığını gösterirken, bakteriyel enfeksiyon hakkında PCT kadar bilgi vermez.

•Hastalığın meydana gelmesini takiben 2 ila 4 saat içinde kandaki miktarı artan PCT, 6-24 saat içinde pik yaparak en yüksek seviyesine ulaşır. Enfeksiyon hastalıklarında sık kullanılan diğer bir madde olan CRP’ye göre daha hızlı yükseldiğinden, özellikle hastalıkların erken teşhisi için oldukça faydalı ve avantajlıdır.

•PCT değerindeki değişimler hastadaki bağışıklık sisteminin çeşitli seviyelerdeki yetmezliği durumlarından etkilenmez.

•PCT değerinin yüksekliği ile altta yatan hastalığın şiddeti birbiriyle doğru orantılıdır. Bir başka deyişle, PCT değeri ne kadar yüksekse hastalık o kadar şiddetli seyreder. Benzer şekilde, etkili bir tedavi ile giderilen enfeksiyon sonrasında PCT değeri hızla düşüş gösterir. Bu sayede verilen tedavinin etkinliği PCT takibi yapılarak değerlendirilebilir.

PCT Değerine Ne Zaman Bakılır?

Hastalar çeşitli belirtiler ve şikayetler gösterdiğinde, enfeksiyon durumlarından şüphelenilerek PCT tahlili yapılması gündeme gelebilir. Buna göre aşağıdaki belirtileri gösteren kişilerde PCT testi önemli veriler sunabilir:

•Yüksek ateş

•Terleme

•Halsizlik

•Yaygın kas ve eklem ağrısı

•Baş ağrısı

•Çarpıntı

•Nefes darlığı

•Tansiyon düşüklüğü

Enfeksiyonun geliştiği bölgeye bağlı olarak başka belirtiler de ortaya çıkabilir. Solunum yolu enfeksiyonlarında göğüs ağrısı, öksürük ve balgam görülebilirken; idrar yolu enfeksiyonlarında idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma gibi bulgular gelişebilir. Bu nedenle, PCT testi öncesi mutlaka uzman bir hekimin değerlendirmesine ihtiyaç vardır.

PCT Yüksekliği Ne Anlama Gelir?

PCT değerindeki yüksekliğin seviyesine bağlı olarak hastalık tablosu hakkında önemli veriler elde edilebilir. Bu doğrultuda, aşağıda PCT değerlerinin ifade ettiği anlamlar özetlenmiştir:

•PCT’nin kan değeri 0,05 ng/mL’den düşük olduğunda, hastada bir enfeksiyonun varlığı genellikle söz konusu değildir.

•PCT değeri 0,5 ile 2 ng/mL arasında olan kişilerde bakteriyel bir enfeksiyonun geliştiği düşünülür.

•PCT değeri 2 ile 10 ng/mL arasında olan kişilerde ise daha ileri safhaya geçerek sepsise yol açmış bir enfeksiyonun varlığı araştırılır.

•PCT değeri 10 ng/mL’nin üzerine çıktığında şiddetli sepsisten söz edilir. Bu durumda hayati tehlike ciddi anlamda artar.

Bunların yanında, daha doğru bir değerlendirme yapılabilmesi için, PCT değerlerinin hastaya bağlı olarak ek sağlık problemleri ile beraber değerlendirilmesi önemlidir. Örnek olarak; hastaya yapılan bir cerrahi işlem veya girişimsel yöntem sonrasında bu uygulamaya bağlı iltihabi reaksiyon gelişebildiğinden, PCT değeri olması gerekenden çok fazla yükselebilir. Bu nedenle PCT sıklıkla tek bir değere göre değil; günler içindeki takibi esnasında belirlenen değişimlere göre incelenir.

Ayrıca, PCT değeri yüksek bulunan bir hastada başlatılan antibiyotik tedavisi esnasında, PCT takibi yapılarak gün içindeki değişimlere göre antibiyotik tedavisinin etkinliği de değerlendirilebilir. PCT değerinde düşüş izlenmesi başarılı tedaviyi gösterirken; sebat eden veya yükselen değerlerde verilen tedavinin gözden geçirilmesi gerekir.

PCT değeri özellikle aşağıdaki sağlık sorunlarında sıklıkla yüksek tespit edilmektedir:

•Üst veya alt solunum yolu enfeksiyonları

•Sepsis

•Çoklu organ yetmezliği sendromu

•Cerrahi işlemler sonrası yara yerinde gelişen enfeksiyonlar

•Yanık

•Menenjit gibi sinir sisteminin enfeksiyonları

•İdrar yolu enfeksiyonları

•Tiroit kanseri

•Böbrek yetmezliği

•Dolaşım yetmezliği ve şok

•Bağışıklık sistemini güçlendiren çeşitli ilaç tedavileri

PCT Yüksekliğinde Neler Yapılır?

PCT değerinin yükselmesi genel olarak bakteriyel enfeksiyon şüphesini ortaya çıkardığından, hastaların öncelikle uzman bir hekim tarafından ayrıntılı bir hastalık öyküsü alınır ve şikayetleri sorgulanır. Ardından, detaylı bir fizik muayene ile bulgular incelenir; gerekli görüldüğü takdirde ek laboratuvar ve görüntüleme tetkiklerine başvurulabilir. Tüm bunların sonucunda altta yatan sağlık sorunu tespit edilerek tanı konur ve gerekli tedavi yöntemi planlanır.

Bakteriyel enfeksiyonlarda en sık başvurulan yöntem antibiyotik tedavisidir. Bu kapsamda, altta yatan enfeksiyonun etkeni olan bakteri izole edilerek kültür testi yapılır. Kültür tetkikinde, bakterinin çeşitli antibiyotiklere karşı direncinin olup olmadığı tespit edilebilir. Bu sayede, bakteriye karşı en başarılı antibiyotik tedavide kullanılır.

Bazı enfeksiyon hastalıklarında bakteriler vücutta apse gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu durumlarda, apsenin drene edilmesi gibi cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulabilir.

Bunların yanında PCT yüksekliğinin; girişimsel işlemler, yanıklar, çeşitli kronik hastalıklar ve tiroit bezinin tümörleri gibi farklı durumlardan kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Enfeksiyona yönelik araştırmalarda yeterli kanıt bulunamadığında, bu nedenlere yönelik ayırıcı tanı yapılmalı ve tespit edilen soruna göre spesifik tedavi yöntemine başvurulmalıdır.

Oluşturma: 14.12.2020 11:21
Son Güncelleme: 26.01.2024 11:16
Oluşturan: Medicana Web ve Yayın Kurulu
+A A-