Yaşamımız boyunca sıklıkla karşılaştığımız hastalıkların başında enfeksiyon hastalıkları gelir. Çoğunlukla soğuk algınlığı veya boğaz enfeksiyonu gibi basit enfeksiyonlarla mücadele etsek de; çeşitli durumlarda enfeksiyonlar daha ciddi boyutlara varabilir ve vücudun genelinde hayatı tehdit edebilecek bir hastalık tablosuna dönüşebilir. Enfeksiyonların vücudun genelinde geliştirdiği bu duruma sepsis adı verilir.
Sepsis Nedir?
Sepsis veya halk arasındaki yaygın tabiriyle kan zehirlenmesi, bir enfeksiyon hastalığı etkeninin kan dolaşımı yoluyla vücudun geneline yayılarak hastalık tablosu oluşturması durumudur. Enfeksiyon etkeni olan mikroorganizma, vücudun genelinde iltihabi bir reaksiyon başlatarak genel işlev bozukluğuna yol açar. Sepsis tedavi edilmediği takdirde hızla ilerleyerek hayatı tehdit edici olabilir; dolaşım yetmezliği ve şoka yol açarak ölümle sonuçlanabilir.
Mevcut klinik uygulamada, özellikle yataklı servis ve yoğun bakım üniteleri gibi yatarak tedavinin yapıldığı hastalarda sepsis sık görülen sağlık sorunlarının başında gelir. Yapılan araştırmalara göre her yıl 1,5 milyon sepsis vakası görülmektedir.
Sepsis Çeşitleri Nelerdir?
Sepsis, vücudun mikroorganizmayla mücadelesi esnasında salgılanan çeşitli biyokimyasal moleküllerin etkisiyle, yaygın iltihabi reaksiyonun gelişmesi sonucu ortaya çıkar. Sitokin adı verilen bu moleküller; normal bireylerde bağışıklık sisteminin enfeksiyon etkenini tespit etmesi, aktifleşmesi ve etkili bir şekilde elimine etmesi için önemli rol oynar. Ancak enfeksiyon vücudun geneline yayıldığında, sitokin üretimi de çok miktarda artar ve olağandan fazla enflamasyona neden olarak hastalık tablosuyla sonuçlanır.
Sepsis tedavi edilmediğinde sitokin üretimi daha da artarak vücudun fizyolojik işlevlerini bozar ve başta kalp-damar sistemi olmak üzere vücudun tüm sistemlerinde aksamalara sebep olur. Sonuçta dolaşım yetmezliği ile beraber çoklu organ yetmezliği gelişir. Yine sepsisin etkisiyle, kan hücrelerinin fonksiyon kaybına uğramasıyla yaygın damar içi pıhtılaşmalar ve tıkanmalar gelişebilir. Bunun devamında ise dokulara kan dolaşımı vasıtasıyla oksijen taşınması engellenir. Şok adı verilen bu durum, sepsis nedeniyle geliştiğinde septik şok olarak isimlendirilir. Septik şok tıbbi olarak acil müdahale gerektiren bir durumdur. Hızla müdahale edilmediği takdirde, çoklu organ yetmezliği ve kaybına bağlı ölüm gerçekleşir.
Tıbbi olarak, vücutta yaygın sitokin üretimine bağlı gelişen hastalık tablosu aşağıdaki parametrelere göre sınıflandırılır:
Sistemik Enflamatuvar Yanıt Sendromu (SIRS):
Vücutta olağandan fazla sitokin yanıtının gelişmesine bağlı ortaya çıkan patofizyolojik mekanizmaların geneline SIRS adı verilir. Bu kapsamda SIRS tanısı konulabilmesi için hastada;
- 38,3 dereceden yüksek veya 36 dereceden düşük vücut sıcaklığı,
- Dakikada 20’nin üzerinde solunum hızı,
- Dakikada 90’nin üzerinde kalp atım hızı,
- Kan tahlilinde; beyaz kan hücrelerinin 4000’in altında, 12000’in üzerinde veya %10 oranında olgunlaşmamış hücrelerin görülmesi,
- SIRS geliştiğinde ise hastaların akıl sağlığında bozulma, kan şekerinde yükselme, böbrek fonksiyon testlerinde bozulma gibi ek bulgular saptanabilir.
Sepsis
SIRS tablosu olan bir hastada enfeksiyon tespit edilmesi sepsis tanısı koydurur. Bir başka ifadeyle, enfeksiyona bağlı gelişen SIRS durumuna sepsis adı verilir. Sepsis, vücudun genelinde enfeksiyona yol açan herhangi bir etkene bağlı gelişebilse de; sıklıkla gram negatif veya pozitif bir bakterinin varlığı söz konusudur.
Ciddi Sepsis
Vücutta çeşitli seviyelerde organ yetmezliği tablosu geliştiğinde ciddi sepsisten söz edilir. Bu bağlamda hastada;
- Cilt renginde değişiklik veya döküntü,
- Vücut sıcaklığının düşmesine bağlı üşüme veya yüksek ateş,
- İdrar miktarında azalma,
- Akıl sağlığında kötüleşme,
- Kan pulcuklarının (trombosit) sayısında azalma,
- Kalp fonksiyonlarında gerileme,
- Tansiyon düşüklüğü,
- Nefes almada güçlük gibi bulgular tespit edildiğinde ciddi sepsis söz konusu olur.
Septik Şok
Ciddi sepsis tablosundaki şok bulgularının gelişmesi durumunda septik şok tanısı konur. Buna göre, aşağıdaki bulgulara sahip hastada septik şok varlığı söz konusudur:
- Ciddi tansiyon düşüklüğü
- Yeterli sıvı ve ilaç tedavisine ve rağmen düzeltilemeyen tansiyon değeri
- Böbrek yetmezliği gibi dolaşımdaki aksaklığa bağlı organ bozuklukları
- Laktik asit gibi dolaşım bozukluğuna işaret eden maddelerin kan değerlerinde artışı
Sepsis Belirtileri Nelerdir?
Hastada sepsis gelişmesini takiben aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
- Yüksek veya düşük ateş
- Nefes darlığı ve soluk hızında artış
- Çarpıntı ve kalp hızında artış
- Tansiyon düşüklüğü
- Duygu durumda bozulma
- Uyku hali
- Ciltte renk değişikliği ve döküntü
- İdrar miktarında azalma
Bunun yanında, bebeklerde sepsis belirtileri yetişkinlere göre farklılık gösterebilir. Bebeklerde sepsis gelişmesi durumunda aşağıdaki belirtiler izlenebilir:
- Emmede güçlük veya beslenmeme
- Vücut sıcaklığında azalma veya yüksek ateş
- Apne veya soluk almada duraklama
- Cilt renginde soluklaşma
- Vücut genelinde ödem
- Kusma
- İshal
- Epileptik nöbetler
- Sarılık
Sepsis Nasıl Gelişir?
Sepsiste, vücutta enfeksiyona neden olan mikroorganizmanın kan dolaşımına geçmesi söz konusudur. Bununla birlikte, biyokimyasal özellikleri bakımından vücudun bağışıklık sistemini normal seviyeden daha şiddetli şekilde tetikleyen kimi mikroorganizmalar, tamamen vücuda yayılmasa bile sepsisi tetikleyebilir.
Klinik uygulamada görülen sepsis vakalarının en sık etkenlerinin başında boşaltım sisteminden kaynaklanan enfeksiyonlar gelir. Hastaneye yatış sonrası çeşitli sebeplerle idrar yollarına kateter uygulanması sonucu, bu bölgenin doğal elemanları olan çeşitli bakteriler kateter yoluyla vücuda nüfus etmeye başlar ve yaygın enfeksiyon tablosuna neden olur. Bu duruma, üriner sistemden kaynaklandığı için ürosepsis adı verilir. E. coli gibi gram negatif bakterilerin yol açtığı bu durum, genel anlamda gram negatif bakterilerin hücre duvarındaki bazı yapısal maddeler nedeniyle gerçekleşir.
Benzer şekilde zatürre gibi akciğer enfeksiyonları, mide-bağırsak enfeksiyonları, üst solunum yollarını oluşturan sinüs ve burun boşluğundaki enfeksiyonlar, sinir sistemini ilgilendiren menenjit gibi enfeksiyon hastalıkları sepsisle sonuçlanabilir.
Sepsis Kimlerde Görülür?
Sepsis tablosu vücutta gelişen herhangi bir enfeksiyon nedeniyle gelişebilse de; aşağıdaki koşullara sahip hastalarda sepsisin gelişme riski toplumun geri kalanına göre yüksektir:
- İleri yaşta olan kişilerde sepsis daha kolay gelişir. Yine bu kişilerde sepsis daha ağır seyredebilir.
- Gereksiz ve yanlış antibiyotik kullanımı nedeniyle mikroorganizmalarda antibiyotik direnci gelişebilir. Dirençli patojenlere bağlı enfeksiyonların tedavisinde başarı elde edilemediğinde, sepsis gelişme riski artar. Bu etkenlere bağlı sepsis tablosunun tedavisi de daha zorludur.
- Çeşitli rahatsızlıklara bağlı bağışıklık sistemindeki yetmezliklerde enfeksiyonlar daha ağır seyrederek kolaylıkla sepsise yol açabilir. Aynı şekilde bu kişilerde sepsis daha şiddetli hastalık tablosuna yol açabilir.
- Dalağın alınması gibi vücut direncini zayıflatan durumlarda sepsis gelişmesi kolaylaşır.
- Cerrahi işlemler ile girişimsel yöntemler, hem vücudun doğal bağışıklık sistemini zayıflattığı veya engellediği hem de enfeksiyon etmenlerine maruz kalma riskini artırdığı için sepsis riski oluşturabilir.
- Bebeklerde ve çocuklarda bağışıklık sistemi tam gelişmediğinden, sepsis kolay gelişebilir.
- Yoğun bakım ünitelerinde tedavisi yapılan hastalarda, dirençli mikroorganizmalara bağlı sepsis tablosu sıklıkla görülür.
Sepsis Tedavisinde Neler Yapılır?
Sepsis genel anlamda enfeksiyon kaynaklı bir sağlık sorunu olduğundan, öncelikli olarak antibiyotik tedavisi uygulanır. Burada önemli olan nokta şudur ki, kullanılan antibiyotik etken mikroorganizmaya karşı etkili olmalıdır. Bu nedenle, sepsise neden olan mikroorganizma kan ve vücut sıvılarından alınan kültür örneklerinde izole edilir ve antibiyotik testine tabi tutulur. Burada tespit edilen etkili antibiyotik tedavide uygulanır. Sepsis ağır bir enfeksiyon tablosu olduğundan, sıklıkla damar içine enjekte edilen antibiyotik formları tercih edilir.
Bunun yanında, sepsis nedeniyle bozulan vücut fonksiyonlarının düzeltilmesine yönelik ilaç tedavilerine de ihtiyaç duyulabilir. Hastanın sağlık durumunun iyileştirilmesine yönelik; tansiyon yükseltilir, kalp atımı normal seviyesine getirilir, kan şekeri düzenlenir, iltihap reaksiyonunun azaltılması için antienflamatuvar tedavi uygulanır. Aynı şekilde hastanın dolaşım sistemi ve böbrek fonksiyonlarının korunması için yoğun sıvı takviyesinin yapılması gerekebilir.
Tüm bu tedavi yöntemlerine rağmen, sepsis hayatı tehdit edebilen ciddi bir hastalıktır. Etken mikroorganizmaya ve hastanın genel durumuna bağlı olmakla birlikte, özellikle yoğun bakım servislerinde karşılaşılan sepsis vakalarında ölüm oranları oldukça yüksek seyretmektedir.