İskemi

İskemi



Yapılan araştırmalara göre, günümüzde dünya genelinde hastalıklara bağlı ölümlerde başlıca sebeplerin kalp hastalıkları ve inme olduğu söylenebilir. Toplumda en sık görülen rahatsızlıklardan olan kalp hastalıkları ve inme, benzer risk faktörlerine bağlı olarak ortaya çıkan ve genellikle ortak mekanizmaların rol oynadığı iki hastalık çeşididir. Bu mekanizmaların başında ise iskemi adı verilen rahatsızlık gelir.


İskemi Nedir?

İskemi; sıklıkla belirli bir dokudaki kan akışının zayıflaması veya tamamen kesilmesi sonucu dokunun başta oksijen olmak üzere hayati önem taşıyan moleküllere erişiminin engellenmesine bağlı olarak gelişen doku hasarına verilen isimdir. Bu anlamda, dokulara oksijen ve besin taşımakla görevli kan damarlarının, damar içerisinde gelişen pıhtı veya plaklar sonucu tıkanması veya damar dışı dokuların bası yoluyla damar lümenini daraltması dokularda iskemi görülmesine neden olabilir.

Vücuttaki dokuları oluşturan her bir hücrenin metabolizma hızı birbirinden farklıdır. Buna bağlı olarak, hücrelerin oksijen ve besin ihtiyaçları da değişiklik gösterir. Bu da aslında her bir hücrenin iskemi rahatsızlığına karşı göstereceği direncin de farklılaşmasına neden olur. Genel anlamda, metabolizma hızı daha yüksek olan ve oksijene daha çok ihtiyaç duyan hücrelerde iskemik hasar görülme ihtimali daha fazladır. Bu özelliği gösteren başlıca hücreler ise kalp kası hücreleri ve beyin hücreleridir. Bu nedenle, iskemik hasar sıklıkla kalp kası veya beyin dokusunda görülen bir rahatsızlıktır.

İskemi Nasıl Ortaya Çıkar?

İskeminin ortaya çıkması için öncelikle dokuya ulaşan oksijen ve besin desteğinin azalması gerekir. Bu anlamda, oksijen ve besin desteğini sağlayan kan damarlarındaki kan akış hızının zayıflaması, iskeminin başlıca nedenidir. Bu durumda, genellikle damar lümenini daraltacak bir etkenin varlığından söz edilebilir. İskemiye sebep olan diğer etkenler ise damar içerisinde oluşan plaklar ve bu plakların zarar görmesiyle tetiklenen damar içi pıhtılaşmadır. Bir diğer etken de farklı bir damar dokusu içerisinde görülen pıhtının kan dolaşımına karışarak başka bir dokuya ait damar lümenini tıkaması olarak tanımlayabileceğimiz emboli adı verilen durumdur.

Damar plakları sıklıkla vücuttaki yağ dokusu oranının artması ve hareketsiz (sedanter) yaşam tarzı ile beraber vücuttaki kötü kolesterol artışına paralel olarak damar cidarında ortaya çıkar. Plaklar zamanla büyüyerek damar lümenini büyük oranda daraltır ve bu da kan akışını sekteye uğratır. Bunun sonucunda da plağın devamında bulunan damar boşluğundaki oksijen ve besin miktarı azalır, buna bağlı olarak bu bölgedeki dokularda iskemi görülebilir. Hafif seyreden iskemik kalp hasarları, kalp krizleri ve inme ile ilişkili serebrovasküler sorunların genel anlamda bu şekilde ortaya çıktığı söylenebilir.

Damar içi plaklar, kan akışının oluşturduğu yüzey gerilimine bağlı olarak hasara uğradığında ise pıhtılaşma mekanizmaları devreye girebilir ve bunun sonucunda plak üzerinde pıhtı oluşumu görülür. Bu durumda, damar içindeki pıhtılaşma lümeni tamamen tıkayabilir. Bu tıkanma da pıhtının yakınında bulunan damar lümeninde kan akışının tamamen durmasına ve dolayısıyla daha şiddetli bir iskemiye yol açar. Klinik olarak nitelendirilen ciddi kalp krizi vakaları ve inme vakaları bu şekilde gerçekleşir.

İskemi ile ilgili bahsedilmesi gereken bir diğer nokta ise, iskemik hasara maruz kalan dokuda, hücrelerin hayatta kalabilmek için oksijenin az olduğu ortamlar için geliştirilen bazı uyum mekanizmalardır. Bu mekanizmalarda, hücreler çeşitli toksik maddeler üretebilir. İskemiye neden olan tıkanıklığın kontrolsüz bir şekilde giderilmesi ve iskemi görülen dokuya ani bir şekilde oksijen bakımından zengin kan akışının sağlanması, oksijensiz ortama uyum sağlamış hücrelerde zararlı birtakım maddelerin üretilmesine neden olabilir. Bu maddelere reaktif oksijen radikalleri adı verilir. Reaktif oksijen radikalleri, iskemi sonrası oksijene maruz kalan hücrelerde daha ciddi hasara yol açabilir. Bu anlamda, hastalığın kendisi kadar tedavi sürecinde uygulanan yöntemlerin de hayati önem taşıdığı söylenebilir.

İskeminin Nedenleri Nelerdir?

İskemi; vücut içerisindeki herhangi bir dokuya ulaşan oksijen miktarının azalmasına bağlı olarak gelişir. Bu bakımdan, oksijeni hücre ve dokulara taşıyan kan akışını azaltacak her türlü etken iskemik hasara yol açabilir. Aynı zamanda, oksijenin dokulara ulaştırılması sırasında karşılaşılan diğer problemler de iskemiye neden olabilir. İskeminin en yaygın olarak görülen nedenleri şu şekildedir:

•Damar lümeninin daralması: Özellikle damar sertliği olarak da bilinen ateroskleroz (damar içi plak oluşumu) sonrasında dokulara ulaşan kan ve oksijen miktarında görülen azalma iskemiye neden olabilir. Aynı zamanda, ölümcül olabilen kalp krizlerinin öncü belirtileri ve hafif seyreden kalp krizlerinden de lümendeki daralmalar sorumludur. Benzer şekilde, lümende görülen daralma, yürümeyi ciddi anlamda kısıtlayan periferik damar hastalıklarına da sebebiyet verebilir.

•Damar lümeninin tıkanması: Ateroskleroz plaklarının yırtılmasıyla damar içi pıhtılaşma görülebileceği gibi, başka bir damar lümeninde oluşan pıhtı, kan akışı içerisinde farklı bir damar lümenini de tıkayabilir (emboli). Beyin damarlarının emboli sonucu tıkanması veya pulmoner emboli gibi bacak toplardamarlarındaki pıhtıların yol açtığı hastalıkların damar lümeni tıkanmasında en yaygın hastalık etkeni olduğu söylenebilir. Ayrıca, şiddetli kalp krizlerinde plakların yırtılmasına bağlı olarak damar lümeni tıkanması görülür.

•Damara dışarıdan bası olması: Damar cidarına dışarıdan bası gelmesi sonucu, kan akışının kısıtlanmasına bağlı olarak iskemi görülebilir. Örnek vermek gerekirse, uzun bir süre kol veya bacak kaslarını sıkacak şekilde atel veya alçı kullanmak kan dolaşımının bozulmasına bağlı olarak çevre dokularda iskemik hasara neden olabilir.

•Damar cidarının iltihaplanması: Çeşitli romatolojik veya otoimmün hastalıklara bağlı olarak, damar duvarının doğrudan bağışıklık sistemi tarafından hasara uğratılması, kan akışında kesintilere yol açabilir. Vaskülit olarak isimlendirilen bu durum, dokularda iskemik hasara neden olabilir.

•Kan akışının azalması: Çeşitli kalp hastalıklarında kalbin atış gücünün zayıflaması sonucu kan akışında ciddi düşüşler görülebilir. Bu duruma bağlı olarak, beyin gibi metabolizma hızı yüksek olan dokuların bulunduğu organlara yeterince kan pompalanamadığından, bu dokularda iskemik hasar ortaya çıkabilir. Bu durum, özellikle ani tansiyon düşüşlerinin görüldüğü kalp hastalıklarında görülür.

•Oksijen taşımasında görülen problemler: Kanda oksijeni taşımaktan sorumlu kırmızı kan hücrelerinin fonksiyonlarında görülen bozulma (karbonmonoksit zehirlenmesi, methemoglobinemi gibi durumlar) veya kan hücrelerinin sayısında görülen azalma (anemiye bağlı olarak) dokuların oksijensiz kalmasına yol açar ve bu durum da iskemik hasara neden olur.

İskeminin Belirtileri Nelerdir?

İskeminin belirtileri, hasarın görüldüğü dokuya göre değişiklik gösterir. Bu anlamda, iskemik hasarın en sık görüldüğü dokulara bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler şu şekilde sıralanabilir:

  • Kalp kasının etkilendiği durumlarda görülen belirtiler
  • Kol, çene ve boyun kısmına yayılan göğüs ağrısı
  • Çarpıntı
  • Nefes darlığı
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Bulantı ve kusma
  • Beyin dokusunun etkilendiği durumlarda görülen belirtiler
  • Bilinç kaybı
  • Görme kaybı
  • Konuşmada bozukluk
  • Denge kaybı
  • Kişilik değişiklikleri
  • Vücudun belli noktalarında kasılma
  • Vücudun belli noktalarında his kaybı

İskemi Nasıl Tedavi Edilir?

İskemi tedavisinde temel amaç, iskemik hasarın görüldüğü dokuya oksijen ulaştırılmasıdır. Bu doğrultuda, iskemiye neden olan mekanizmanın düzeltilmesi hedeflenir. Kan akışının sekteye uğradığı durumlarda tıkanan kan damarının çeşitli yöntemlerle (ilaç tedavisi, anjiyografi veya bypass ameliyatı) açılması ve kan akışının sağlanması; damara bası olan durumlarda basının giderilmesi, vaskülit ve benzeri durumlarda ise altta yatan hastalığın tedavisi hedeflenir. Kalbin çalışmasına ilişkin bozukluklarda ise kalp atış gücünü artıracak ilaçlara başvurulabilir.

Burada önemli olan nokta, iskemiye neden olan etkenin ortadan kaldırılması sonucunda yoğun oksijene maruz kalan dokuda reaktif oksijen radikallerine bağlı hasar ihtimalinin göz önünde bulundurulması, iskemik hasarın mümkün olan en kısa sürede düzeltilmesi ve tedavi sonrası doku hasarının kontrol altında tutulmasıdır.

Prof. Dr.
Selda Korkmaz Yakar
Nöroloji
MEDICANA ATAKÖY
Profili Gör
Oluşturma: 28.10.2020 06:36
Son Güncelleme: 27.01.2024 12:49
Oluşturan: Selda Korkmaz Yakar
+A A-