Özellikle COVID-19 ile yakın dönemde kendisini tekrar belli eden bulaşıcı virüsler, günlük hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Günlük hayatımızı olumsuz yönde etkilemeye kadar giden ciddi sonuçlar doğuran virüslere her geçen dönem yenileri eklenmeye devam ediyor. Son olarak Nisan ayında Çin’de tespit edilen Bunyavirus salgını da bu virüslerin arasında yer alıyor. Hakkında şimdiye kadar çok az bilgi bulunması ve tedavi için gerekli ilacın keşfedilmemesi ise bunyavirüsü en az koronavirüs kadar tehlikeli bir konuma sokuyor.
Bunyavirus Nedir?
Tıp literatüründe Bunyavirales olarak tanımlanan Bunyavirüs, insandan insana bulaş etkisi gösteren bir virüs türüdür. Trombositopeni sendromlu şiddetli ateş (SFTS) virüsünün yeni bir türü olan virüs, yapı olarak negatif yönlü ve tek sarmallı RNA virüsleri arasındadır. Çapı 90 – 100 nm olan küçük küresel virionlardan oluşur ve tek düzen şeklindedir. Bulaş şeklinin kolay olması ve insandan insana geçebilmesi ise virüsün bilinen önemli etkileri arasında yer almaktadır.
Geçmişinin 100-150 yıl arası bir döneme denk geldiği tahmin edilen Bunyavirüsü, buna karşın yeni tespit edilen virüsler arasında yer almaktadır. 2010 yılından itibaren ayrı bir başlık altında değerlendirilen Bunyavirus, yine de benzer hastalıklarla karıştırılma ihtimali taşımaktadır. Çünkü virüsün gösterdiği etkiler aynı yapıdaki Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), hantavirüs, Bwamba fever gibi virüsler ile genel olarak benzerlik göstermektedir.
Bunyavirus Belirtileri
Bunyavirüsün insanlarda tespit edilen kuluçka süresi 7 ile 14 gün arasındadır. Bazı durumlarda ise bu süre 60 güne kadar uzayabilmektedir. Dolayısıyla virüsün varlığına işaret eden çeşitli semptomlar bu zaman aralığında ortaya çıkar. Çoğu bunyavirüs hastası, yüksek ateşin yanı sıra yaz nezlesine benzer hafif grip belirtileri gösterir. Her grip hastasında bunyavirüs şüphesi görülmez, ancak bu durum 72 saat boyunca farklı semptomlar eklenerek sürmeye devam ederse hastalığın varlığına işaret olabilir.
Bunyavirüs belirtileri arasında mide bulantısı, iştahsızlık, halsizlik, kuru öksürük, nefes darlığı ve karın bölgesinde şiddetli ağrı da yaygın şekilde bulunmaktadır. İleri aşama hastalarda ise çoklu organ yetmezliği, trombosit düşüklüğü, beyaz kan hücresi azlığı ve yüksek karaciğer enzim düzeyi görülebilir.
Bunyavirus Nasıl Bulaşır?
Varlığı ilk kez 2010 yılında tespit edilen Bunyavirüs, benzer yapıdaki virüsler gibi eklem bacaklılar familyasına temas ile bulaş gösterir. Bu familyanın en bilinen hayvanları ise sivrisinek, kene, akrep ve örümcektir. Ayrıca fare pisliği gibi bazı uç senaryolarda da bunyavirus bulgusuna rastlanılmaktadır.
İlk türlerinde yalnızca eklem bacaklı hayvanlardan bulaştığı görülen virüs, mutasyon geçirerek insandan insana bulaşır hale de gelmiştir. Dolayısıyla virüse enfekte olan kişi, gerekli tedbirleri almadığı takdirde bunyavirüsü yakın temas yoluyla başka bir insana bulaştırma riski taşımaktadır. Ayrıca vektör yapılı bir virüs olduğu için hayvanların göç dönemi olan yaz aylarında salgına dönüşme riski artmaktadır.
Bunyavirus Tedavisi Var mı?
Bunyavirus tedavisi konusunda klinik düzeyde çalışmaların sürdüğü rapor edilmektedir. Ancak virüsün tedavisi için şimdiye kadar lisans almış herhangi bir anti viral aşı ya da ilaç bulunmuyor. Hastalığın seyrine ve gösterdiği semptomlara göre farklı tedavi yöntemleri denenirken, geçici süreli karantina virüsün etkisini kaybetmesi için uygulanan etkili bir çözümdür.
Bunyavirus belirtilerine sahip olan şüpheli, öncelikli olarak kendisini bulaş riskine karşı koruma altına almalıdır. Temas ile bulaş riski bulunmayacak şekilde izole edilen kişinin 3. basamak sağlık kuruluşuna sevki sağlanır. Yapılan testler sonucuna virüs tespit edilmesi durumunda ise hasta tek kişilik odada karantinaya alınarak destek tedavisi uygulanmaya başlanır. Öldürücü etkisi çok az olan bunyavirüsün şimdiye kadar tespit edilen vakalarında başarı oranı %90’ın üzerinde gerçekleşmiştir.