Genellikle çok küçük boyutlarda olan ve böbrekten gelen taşlardan oluşan üreter taşları yaygın olarak görülen taş oluşumları arasında yer alır. Üreter taşları, genetik faktörler başta olmak üzere pek çok farklı nedenle oluşabilir. İdrar kanalındaki taşlar bazı hastalarda herhangi bir belirti göstermezken, bazı hastalarda ise şiddetli ağrılara ve idrarda kanamaya neden olabilir. İdrar akışına engel olan kanaldaki taşa bağlı tıkanıklık sebebiyle bu durumda hastalara acil müdahalede bulunulması kritik önem taşır.
Üreter Taşı Nedir?
Vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesini sağlayan işlemlerin sonucunda geride kalan atık maddeleri süzen ve idrarı oluşturan organ böbrektir. Üreter ise vücudun iki yanında bulunan böbreklerden mesaneye idrar akışını sağlayan ve yetişkinlerde ortalama 26-28 cm uzunluğunda 3-5 mm çapında genişleyebilir olan idrar yoluna verilen isimdir. Üreter, böbrekte oluşan idrarı mesaneye taşır ve boşaltımda görev alarak idrarın dışarı atılmasına yardımcı olur.
İdrar yolunun bazı noktalarında bulunan ve genellikle böbreklerden gelen taşlar üreter taşı olarak adlandırılır.
Üreter Taşı Nasıl Oluşur?
İdrar yolunun bazı noktaları genişken bazı noktaları ise daha dardır. Bu durumda böbreklerden gelen taşlar bu dar noktalara takılıp kalarak üreterin tıkanmasına neden olabilir.
Bu dar noktalar üreterin böbrek ile birleştiği yer, orta bölümde damarların kesişim bölgesi ve üreterin mesane ile buluştuğu noktadır. Bu dar bölgelerde sıkışan taşlar bazı durumlarda kendiliğinden düşecek kadar küçükken, bazı durumlarda dışarıdan müdahale olmadığı sürece düşmeyip, tıkanıklığa neden olacak kadar büyük boyutlu olabilir.
Boyutları 5 mm’nin altında kalan üreter taşları küçük boyutlu olarak değerlendirilir. Bireylerde herhangi başka bir patolojik durum görülmediği sürece bu taşlar bol su tüketimi ve ağızdan alınan ilaçlarla %80 oranında kendiliğinden mesaneye ulaşır ve vücuttan dışarı atılır. Bu küçük taşlar belirti göstermeyebilir ya da hafif ağrılara neden olabilir. Taş boyutu ve ağrı şiddeti arasında bir ilişki yoktur.
Üreter taşları genellikle böbrekten gelen taşlardan oluşsa da büyük boyutlu taşların idrar yolunda kaldığı sürece burada büyüyüp gelişebileceği de unutulmamalıdır.
Üreter Taşı Belirtileri Nelerdir?
Üreter taşının boyutları ve yerine bağlı olarak belirtiler hastadan hastaya değişiklik gösterir. Bununla birlikte, yeri ve şiddeti her hastada farklı olsa da ağrı neredeyse her vakada görülen en yaygın belirtidir. Genel olarak karın ağrısı şeklinde başlayan semptomlar sırt, bel ve kasıklara da yayılabilir. Ağrı, bu bölgelerin dışında erkeklerde testislere ve kadınlarda ise vulvaya da yansıyabilir. İdrar kanalında bulunan taşın sağ ya da sol tarafta olmasına göre ağrının da o bölgede yoğunlaşacağı söylenebilir.
Ağrının gelişimi ise genellikle sabit değildir. Kolik ya da çok şiddetli renal ağrı olarak da bilinen bu tipte ağrı önce hafif şekilde başlar. İlerleyen zamanlarda şiddetini kademeli olarak artıran ağrı bazı durumlarda hasta için dayanılmaz hale gelebilir. Ardından tekrar hafiflemeye başlayan ağrı bir süre sonra tekrar şiddetlenebilir.
Bu ağrının dalgalı bir seyirde ilerlemesinin nedeni ise böbreklerden gelen idrarın tıkalı üreterden geçememesidir. İdrar kanalı idrarın geçmesini sağlamak amacıyla kasılır. Ancak, üreter taşı nedeniyle geçemeyen idrar, böbrekte basınç artışına yol açar ve idrar yolu bölgesinde bazen şiddetli bazen de daha hafif ağrılara neden olabilir. Üreter taşının ve tıkanıklığın giderilmemesi ağrıların sürekli olarak görülmesinin başlıca nedenidir.
En belirgin ve yaygın belirti olan ağrılarla birlikte hastalarda aşağıdaki belirtiler de görülebilir:
- Sırt, karın ve kasık bölgesinde ağrı
- Mide bulantısı ve kusma
- İdrarda kan görülmesi
- İdrar yaparken ağrı ve yanma hissi
- Normalden daha fazla idrara çıkma isteği
- Kötü kokulu ve koyu renkli idrar
- Enfeksiyon nedeniyle yüksek ateş ve titreme
Hastalar bu belirtilere bağlı olarak bir sağlık kurumuna başvurduklarında çoğunlukla endoskopik (kapalı) acil müdahale ve hızlı planlanan tedavi sayesinde üreter taşlarından kısa sürede kurtulmak mümkündür.
Üreter Taşları Neden Acil Müdahale Gerektirir?
Bazı durumlarda üreter taşı tedavisinde acil müdahale kritik önem taşır. Bu durumların başında çok şiddetli ve keskin ağrılar gelir. İdrar kanalına düşen üreter taşları hastaların bel, karın ve kasık bölgelerinde dayanılması zor ağrılara neden olabilir. Bu durumda ağrı kesiciler yardımıyla ağrıların hafifletilmesi amaçlanır.
Üreter taşları bazı durumlarda şiddetli ağrılara neden olmasa da yine de duruma acil müdahale edilmesi gerekebilir. Bunun en önemli nedenlerinden biri büyük boyutlu taşların kanalı tıkayıp idrar akımına engel olmasıdır. İdrar akışının normal seyrinde devam edememesi sonucu böbrek ve idrar kanalının üst bölümünde genişleme ve basınç artışı görülebilir. Bu durumun uzun süre devam etmesi ise hastalarda ilgili böbrekte yetmezlik gelişmesine neden olabilir.
Üreterin tıkanması enfeksiyona ve piyelonefrite de yol açabilir. Piyelonefrit, tıkalı idrar kanalının yol açtığı enfeksiyon ve bakteriler nedeniyle böbrekte iltihaplanma görülmesi şeklinde tanımlanabilir. Piyelonefrit ilerleyen dönemlerde böbrek yetmezliğine de neden olabilecek bir rahatsızlıktır.
Tüm bu nedenlerden dolayı, üreter taşına ağrılı ya da ağrısız olması fark etmeksizin acil müdahale edilmesi gerekir.
Üreter Taşı Teşhisi Nasıl Konur?
Üreter taşının teşhis süreci fiziksel muayene ve hastaların tıbbi öyküsünün dinlenmesiyle başlar. Hastaların geçirdiği hastalıklar ve cerrahi operasyonlarla birlikte düzenli kullandığı ilaçların bilinmesi hem teşhis hem de tedavi planı açısından büyük önem taşır. Fiziksel muayenede ise hekimler karın ve böbreklerin bulunduğu bölgelerde elle vurulduğunda hissedilen herhangi bir ağrının olup olmadığını kontrol eder. Özellikle taşın bulunduğu tarafta şiddetli ve keskin bir ağrı görülebilir.
İdrar ve kan tahlili gibi laboratuvar testleri de teşhis için kullanılan yöntemler arasında yer alır. Özellikle idrar tahlili sonucunda kanama ve enfeksiyon görülmesi üreter taşı varlığından şüphelenilmesine sebep olur.
Kesin tanı için yararlanılan görüntüleme yöntemleri hem teşhis hem de taşın büyüklüğü ve yerinin belirlenmesi amacıyla kullanılmaktadır. Direkt röntgen grafisi büyük oranda taşların durumu hakkında bilgi verse de birden fazla çok küçük boyutlu taşın olduğu durumlarda bu yöntemle tüm taşlar görüntülenemeyebilir. Ultrasonografi ise idrar yolunun alt ve üst bölgelerinin görüntülenmesinde etkili olurken orta kısım hakkında net görüntü veremeyebilir.
Bu nedenle, ilaçsız böbrek ve idrar yolları bilgisayarlı tomografi (BT) incelemesi en net sonuçların alındığı yöntem olarak karşımıza çıkar. Özellikle 2 mm’den büyük taşların boyut ve konum açısından net şekilde görülmesi BT yöntemi sayesinde mümkün hale gelir.
Üreter Taşı Tedavisinde Hangi Yöntemler Kullanılır?
Üreter taşı tedavisi taşların sayısı, boyutları ve yerlerine göre planlanır. Genel olarak 4 mm altındaki taşlar %80 oranında medikal tedavi ile kendiliğinden düşer. Bununla birlikte, özellikle ağrı oluşması durumunda farmakolojik tedavi yöntemlerine de başvurulur.
Üreter taşının 4 mm-10 mm arası büyüklükte olduğu durumlarda ise taşın kendiliğinden düşme olasılığının yarı yarıya olduğu söylenebilir. Bu büyüklükteki taşların bazıları kendiliğinden düşerken, bazı durumlarda ilaç tedavisinden yararlanılır. Bazı durumlarda ise ses ve şok dalgalarından yararlanılır. Ses dalgaları taşı kırarak daha küçük boyutlara getirir. Daha büyük taşların ise idrar kanalından kendiliğinden ya da medikal yöntemlerle düşme ihtimali oldukça zayıftır.
Büyük boyutlu taşlar için çeşitli yöntemlerle dışarıdan müdahale gerekebilir.
Ses Dalgaları ile Taşları Kırma (ESWL)
Bu yöntemde dışarıdan ses ya da şok dalgaları verilerek taşın kırılması hedeflenir. Böbrek taşlarında da sıklıkla tercih edilen ESWL uygulamasında üreter taşlarının boyutları ve yeri büyük önem taşır. Böbrek çıkış noktasının yakınında ve üst kısımda bulunan taşlarda bu yöntemin başarılı sonuçlar verdiği söylenebilir. Mesanenin yakınında ve daha altta yer alan üreter taşları içinse genellikle endoskopik cerrahi yöntemlere başvurulur.
Üreteroskopi (URS)
Üreteroskopik litotripsi ya da kapalı üreter taşı ameliyatı olarak da bilinen yöntem, optik kamera yardımıyla idrar yoluna girerek hem taşın görüntülenmesi hem de aynı anda kırılarak temzilenmesi işlemini içeren cerrahi bir tedavi yöntemidir.
URS sırasında üreter taşlarını kırmak amacıyla mekanik ve lazer olmak üzere iki farklı yöntem kullanılır. Pnömatik olarak da bilinen mekanik kırmada taşın kırıldıktan sonra taş parçalarının böbreğe geri kaçma riski bulunur. Bu nedenle, üreter taşlarını kum haline getirebilen lazer yöntemi günümüzde daha çok tercih edilen bir yöntem olarak karşımıza çıkar. Kum haline getirilen taş, idrar yoluyla atılır.
Bazı durumlarda üreter taşı lazer yöntemi ile büyük parçalar halinde de kırılabilir. Bu durumda taşlar idrarla kendiliğinden atılamaz ve taş parçaları operasyon sırasında alınır.
Genel olarak lokal anestezi altında gerçekleştirilen kapalı ameliyatta üreter taşı kırılıca ortaya çıkan parçaların idrar kanalından daha rahat geçmesi ve böbreğin hızla boşalıp normale dönmesi amacıyla hastalara kanca uçlu (Double J) stent de takılabilir. Bu stent genellikle 1-2 hafta kadar kalır ve sonradan basit bir kapalı işlem ile mesaneye girilerek alınır.